TÜBİTAK Projesi, 2022 - 2024
İnsanlık geçmişinde insan yaşamını etkileyen en önemli icatların, ihtiyaçlar neticesinde ortaya çıktığı görülmektedir. Muhasebenin geçmişini ve tarihsel süreçte nasıl ortaya çıktığını tespit etmeye yönelik olarak yapılan pek çok araştırmada, muhasebenin insanların hesaplaşma ihtiyacından doğup geliştiği ifade edilmektedir. Gerçekten de bozulmadan günümüze ulaşabilen en önemli arkeolojik kanıtlar arasında sayılan kil tabletlerde, ticari işlemlerin hesabını yansıtan kayıtlara rastlanmaktadır. Bu durum da muhasebenin kökeninin, tarihsel süreçte binlerce yıl öncesine dayandığını göstermektedir. Günümüzden yaklaşık olarak 10.000 yıl öncesine tarihlenen Neolitik Dönem ile birlikte insan, avcı-toplayıcı yaşam biçiminden vazgeçerek yerleşik düzene geçmiş ve yaşamını topraktan elde ettiği ürün ile sürdürebileceğinin farkına varmıştır. Zamanla ihtiyacından fazlası üretmiş ve bunları takas etme yoluyla ilk ticari faaliyetlere başlamıştır. Bu ticari faaliyetlerle ilgili olarak tarafların hafızasında kalan bilgiler kimi zaman birbiri ile uyuşmamış ve anlaşmazlıkları doğurmuş, ortaya çıkan borç-alacak ilişkilerinin kaydedilmesi ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Yazının ve rakamların MÖ. 3250-3150 yılları arasında icat edildiği düşünüldüğünde sözü edilen ticari faaliyetlerin takip edebilmesi veya kayıt altına alabilmesi nasıl mümkün olmuştur? (Şeker ve Şeker, 2019, 81). Harari’ye göre (2017,131) “Tarihte adı yazılmış ilk insanın peygamber, şair veya büyük bir komutan değil de bir muhasebeci olması çok anlamlıdır”. Muhasebe ve muhasebecilik mesleğinin yazıya geçmiş en eski meslek olması, mesleği aslında daha da önemli hale getirmektedir. Muhasebe özetle “işletmelerdeki mali nitelikteki işlemleri belgelendirme, kaydetme, sınıflandırma, mali raporlar aracılığıyla özetleme ve bu raporları analiz etme bilimi” olarak ifade edilir. İşte muhasebenin bu “kaydetme” işlevi insanlık tarihi boyunca en önemli işlevlerinden biri olmuş, günümüzden on binlerce yıl önce dahi hafızasına güvenmeyen insan, insanlık tarihi boyunca ticari işlemlerini kaydetmenin bir yöntemini bulmuşlardır.Bu çalışmada Neolitik Dönemden itibaren kullanılmaya başlanan ve yaklaşık olarak 5000 yıl boyunca varlığını sürdüren bu kaydetme sistemi olan arkaik muhasebe sistemi incelenecektir. Bu sisteminin temelini oluşturan “Token”lar hakkında ayrıntılı bilgi verilecek ve bir muhasebe aracı olarak token’ların zaman içinde kil tabletlere aktarılan ilk yazılı metinlere nasıl dönüştüğü arkeolojik kanıtlar ile desteklenerek açıklanacaktır. İnsanlık geçmişini derinden etkileyen, tarih öncesi devirleri kapatarak, tarih çağlarını başlatan bu akıl almaz keşifte, yani yazının icadında muhasebenin itici gücü gözler önüne serilmeye çalışılacaktır (Şeker ve Şeker, 2019, 87). Bu amaçla Sivas/Şarkışla’da eğitim veren ortaöğretim ve yükseköğretim kurumlarında muhasebe ve finans eğitimi alan öğrencilere yazının icadına zemin hazırlayan Token sisteminin tarihsel süreçte bilinen en eski yazı sistemi olan Sümer Çivi Yazısına nasıl dönüştüğü, döneme ait arkeolojik eserlerin kilden yapılmış örnekleri ile desteklenerek anlatılması hedeflenmektedir. insanlık tarihine “yazının icadı” ile en büyük katkılardan birini yapmış olan muhasebe mesleğinin öneminin ve tarihsel geçmişinin muhasebe eğitimi alan bireylere öğretilmesi mesleğin kalitesi ve saygınlığı bakımından son derece faydalı olacaktır. Mesleğinin insanlık geçmişine yöne veren saygın bir meslek olduğunu akademik eğitim aşamasında öğrenen bireylerin aynı etik ilkeler çerçevesinde mesleğini icra eden, mesleğin saygınlığını gözeten, sosyal sorumluluk bilinci yüksek meslek mensupları haline getirilmesi hedeflenmektedir.