5. Uluslararası Palestra Bilimsel Araştırmalar Kongresi , Skopje, Macedonia, 4 - 05 May 2025, pp.299-310, (Full Text)
Giriş: Basınç yaralanması, ciltte veya cilt altı dokularda, genellikle kemik çıkıntılarının üzerinde, uzun süreli basınç ya da basınçla birlikte kesme kuvvetine maruz kalma sonucu gelişen, lokalize bir doku hasarıdır. Bu yaralar, bireyin yaşam kalitesini olumsuz etkileyen, ağrıya neden olan ve enfeksiyon, sepsis, uzamış hastane yatış süresi ve mortalite gibi ciddi komplikasyonlara yol açabilen önemli bir sağlık sorunudur. Ameliyathane kaynaklı basınç yaralanması, cerrahi girişimler sonrasında ortaya çıkan, ameliyat sırasında gelişen veya ameliyatla ilişkili olarak ameliyattan sonraki 72 saat içinde belirginleşen yaralardır. Ameliyat süresi, anestezi etkisi, pozisyonlandırma, destek yüzeyleri ve bireyin fizyolojik durumu gibi çok sayıda faktörle ilişkilidir. Bu çalışmanın amacı, ameliyathane kaynaklı basınç yaralanmalarının önlenmesine yönelik güncel stratejilerin tartışılmasıdır.
Yöntem: Bu derlemede, ameliyathane kaynaklı basınç yaralanmalarını ele alan literatür taraması yapılmıştır. Web of Science, Scopus, Medline, Cochrane Library ve Google Scholar veri tabanları kullanılarak anahtar kelimelerle yapılan taramada zaman kısıtlaması uygulanmamıştır. Uygun bulunan yayınlar tam metin olarak incelenmiş ve mevcut risk değerlendirme ölçekleri içerik ve kullanım açısından karşılaştırılmıştır. Literatür, ameliyathane kaynaklı basınç yaralanmalarının önlenmesi ve yönetimi üzerine odaklanmıştır.
Bulgular: Ameliyathane kaynaklı basınç yaralanmalarının gelişiminde birçok fizyolojik ve çevresel etken rol oynamaktadır. Ameliyat sırasında hastaların uzun süre aynı pozisyonda kalması, dokuların sürekli basınç ve kesme kuvvetine maruz kalması, anesteziye bağlı olarak motor reflekslerin kaybolması, vücut ısısında düşüş yaşanması ve dolaşımın yavaşlaması bu etkenler arasında yer almaktadır. Bu fizyolojik değişiklikler, cilt bütünlüğünü bozarak mikro dolaşımın kesintiye uğramasına ve sonuç olarak doku hasarının artmasına neden olmaktadır. Ameliyathane kaynaklı basınç yaralanmalarının gelişme oranları, literatürde %5 ile %45 arasında değişmekte olup, uzun süreli cerrahi işlemlerde ve yüksek riskli hasta gruplarında bu oran daha da artmaktadır. Basınç yaralarına karşı alınabilecek önlemler arasında risk değerlendirme araçlarının kullanılması, uygun pozisyonlandırma, destek yüzeylerinin seçimi ve ameliyat öncesi bireysel risk faktörlerinin belirlenmesi büyük önem taşımaktadır.
Sonuç: Ameliyathane kaynaklı basınç yaralanmalarının önlenmesi ve yönetimi, hemşirelik bakımının önemli bir kalite göstergesi olarak kabul edilmektedir. Risk değerlendirme araçları, uygun pozisyonlandırma, destek yüzeylerinin seçimi ve ameliyat öncesi bireysel risk faktörlerinin belirlenmesi, bu yaraların gelişme riskini azaltmak için kritik öneme sahiptir. Bu derleme, ameliyathane kaynaklı basınç yaralarının önlenmesi konusunda sağlık profesyonellerine rehberlik sağlayacak güncel stratejileri sunmayı amaçlamaktadır.
Anahtar Kelimeler: “ameliyathane kaynaklı basınç yaralanması/hasarı/ülseri”, “intraoperatif basınç yaralanması/hasarı/ülseri” ve “cerrahi hastası”