Medya araştırmalarının şiddet temalı içeriklere ilgisi 1900’lerin ortasında belirmiştir. Şiddet olgusu geleneksel medya bağlamında olduğu kadar yeni medya çerçevesinde de bilimsel araştırmaların gündemine yerleşmeyi başarmıştır. Buna karşılık söz konusu alan hakkında genel durum raporu sunup kazanım ya da eksik tespitinde bulunarak sonraki araştırmalara yön tayin etme potansiyeli bulunan çalışmalara bugün hala ihtiyaç olduğu açıktır. Alanyazında gözlenen boşluğu doldurmaya aday bu çalışma, medya araştırmalarının ortaya çıktığı erken dönem yaklaşımlarından bugüne bilimsel metinlerin odağına yerleşen medya ve şiddet ilişkisinin son dönem görme biçimlerine hangi sınırlar çerçevesinde yansıdığını görme/gösterme çabasıdır. Bahse konu soruna dikkat çeken araştırmalar arasında olma fırsatı yakalayan bu çalışma hem literatürü bütüncül olarak betimleme hem yoğun dikkati hak eden alanları işaretleme gücü dolayısıyla alanyazına küçük olduğu kadar kayda değer bir katkı olmayı amaçlamaktadır. Nicel karaktere sahip çalışmada bibliyometrik analizden yararlanılmıştır. Araştırma bulguları 2000’li yılların başından itibaren konuya eğilimin düzenli biçimde arttığını; bilimsel yayınların mevcut ilgisinin şiddet yoğun mekanlar olarak öne çıkan yeni medyaya kaydığını; 2020 itibarıyla Covid-19, pandemi, halk sağlığı, sosyal medya ve aile içi şiddet anahtar kelimelerinin yoğunlaştığını; Türkiye’de farklı görme biçimlerine yaslı etki düzeyi yüksek yayınlara ihtiyaç olduğunu göstermiştir. Sonuç olarak medya ve şiddet temalı yerli literatürün gelişimine katkı sunacak nitelikli yayın üretimi önerilmektedir.
Media research’s interest in violent content emerged in the mid-1900s. The phenomenon of violence has managed to be on the agenda of scientific research both within the scope of traditional media and new media. On the other hand, it is clear that there is still a need today for studies that have the potential to provide a general status report on the field in question and determine the achievements or deficiencies and give direction of future research. This study, which focuses on filling the gap observed in the literature, is an effort to see/show how the relationship between media and violence, which has become the focus of scientific texts since the early approaches of media research, is reflected in recent ways of seeing. The study, which has the opportunity to be among the studies that draw attention to the problem in question, aims to be a small yet significant contribution to the literature due to its power to describe the literature holistically and to mark areas that deserve intense attention. Bibliometric analysis was used in this quantitative study. Although research findings have shown that the trend towards the issue has increased steadily since the early 2000s, the current interest of scientific publications has shifted to new media that stand out as places with intense violence, and when it comes to 2020, the keywords Covid-19, pandemic, public health, social media and domestic violence have increased so that there is a need for high-impact publications based on different ways of seeing in Türkiye. As a result, qualified publication production that will contribute to the development of domestic literature on the theme of media and violence is recommended.
