FRANÇOİS RABELAİS'DE İNSAN İMGESİ: HÜMANİZMA VE ÜTOPYA ÇERÇEVESİNDE GARGANTUA'YI OKUMAK


Yılmaz A.

Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, cilt.28, sa.1, ss.223-235, 2011 (SSCI)

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 28 Sayı: 1
  • Basım Tarihi: 2011
  • Dergi Adı: Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi
  • Derginin Tarandığı İndeksler: Social Sciences Citation Index (SSCI)
  • Sayfa Sayıları: ss.223-235
  • Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Dönemsel kalıplaşmış anlayışların ve buna bağlı olarak toplumsal yapı ve kurumların eleştirisi olarak François Rabelais’nin Gargantua adlı anlatısı, şövalye geleneği ile halk mizah geleneğinin örtüştüğü bir yapıttır. Anlatı birinci anlamda, Rönesans’ın özgürleşme ikliminin de etkisiyle insanlığı yeni bir değerler sistemiyle tanıştırmayı, onu yeniden konumlandırmayı ve kavramayı, yeni bir eşikte tanımlamayı dener. Bu yeni eşik, Rönesans hümanizmasının somutlaştığı ütopik bir eşiktir. Her şeyden önce, insana ve onun temsil ettiği tüm değer ve anlamlara derin bir saygı, bilinçli bir katkı ve güçlü bir yöneliş içeren bu yeni yaklaşımda düşünce-davranış ilişkisi yaşam-eğitim ilişkisi ile bütünlüklü olarak verilmeye çalışılır. Bunun diğer adı ise teori ile uygulamanın uyumudur. Somut olay veya durumlar üzerinden biçim, içerik, yöntem ve süreç olarak insanın algısı ve eğitiminin yeniden düşünülmesine; eğitim programının yeniden düzenlenmesine yönelik çarpıcı görüşlere ve uygulamalara yer açılır. Derin, öznel, karmaşık ve saf olarak betimlenen insanın iç dünyasını, her çeşit dogmanın etkisinden, her çeşit yararsız bilginin tutsaklığından, her çeşit gereksiz korkunun boyunduruğundan kurtarmak ilk işlerdendir. Bilge bir rehberin yönlendireceği keyif verici, kişinin sürdürmekten mutlu olacağı, kimseye zarar vermeyecek türden süreçler tasarlanır. Bilgi temelli, titizlikle hazırlanmış ve düzenlenmiş bir yaşam pratiği için bilimin ışığına, aklın rehberliğine duyulan gereksinim vurgulanır. İnsan aklıyla düşünen, duygusuyla hareket eden, belleğiyle davranan, donanımıyla karar veren bir eylemsel eksenin güçlü öznesi olarak gösterilir. Eserde bir dev olarak dünyaya gelen Gargantua’nın sistematik -ve ütopik- biçimde yaşamayı, düşünmeyi, okumayı, inanmayı, davranmayı, karar vermeyi ve yönetmeyi öğrenmesinin hikâyesine tanıklık edilir. Gargantua’nın yaşamının çok uzun bir kesitini kapsayan bu tanıklık boyunca, insanın özel ve kıymetli bir varlık olduğunun, iyi yönlendirilmesi ve doğru yönde geliştirilmesinin olası olduğunun, bunun yolunun akla ve bilime saygılı pozitif eğitimden geçtiğinin altı çizilir. Tüm bu süreçte, insanın ruh, beden ve anlayış olarak üç düzlemde tamamen özgürce kavranmasının gereği vurgulanır. François Rabelais’de İnsan İmgesi: Hümanizma ve Ütopya Çerçevesinde Gargantua’yı Okumak 224 Yeni bir insan imgesinin zeminini oluşturan bu ütopik evrende özgünlük, özgürlük, yetenek, plan ve görev bilinci gibi kavramlar çok sayıda somut olay çerçevesinde tartışılır. Çağın koşullarından bakıldığında ütopik olduğu tartışmasız bu yeni savlar yoluyla Rabelais bizi insanın ne olduğu ve nasıl olması gerektiği üzerine düşünmeye çağırır. Bu çağrıda, dönemin sorunlu kavramları olan sofizm, skolastik düşünüş ve dogmatizm gibi anlayış ve uygulamaları eleştirme ve tartışma isteği gizlidir. Bu çalışma, söz konusu yapıttaki insan imgesini bir izlek olarak hümanizma ve ütopya ile ilişkiler çerçevesinde yorumlamayı; temel niteliği ve içeriği bakımlarından anlamayı ve açıklamayı amaçlamaktadır.

Anahtar sözcükler: Rabelais, Gargantua, Rönesans, eğitim, hümanizma, ütopya, insan imgesi.