Tracing the Humanity in the Unbearable Pleasure Clamp of Consuming/Being Consumed in Samsara Documentary


ÇELİK F., YAZICI F.

Journal of Current Research on Social Sciences (JoCReSS), cilt.9, sa.4, ss.319-340, 2019 (Hakemli Dergi)

Özet

Kapitalizmin miadını doldurduğu iddialarına mukabil kapitalist üretim şekillerinin kendini başka formlar altında gösterdiğini görmek güç değildir. Çalışmada tüketimin bütün dünyayı kuşatarak toplumları niteleyen bir sıfatı elde edecek güce sahip olması sonucunda zaten yoğun bir sömürüye maruz kalan çalışanların insanlara tüketebilecekleri yeni metaları hızla yetiştirmek adına içinde bulundukları şartlar; insanın “zaman” karşısında acze düşerek “değer”lerini, “inanç”larını, “ruh”unu ve en nihayetinde “kendi”ni acımasızca ve bir o kadar da keyifle, birazdan tükenecek bir hazla tükettiği gerçeği; modernite ve küreselleşmenin insanı nasıl birer “etten makine” haline getirdiği; hızla akıp giden hayatta “insan”ın dünyayı kuşatan yığınlar arasında nasıl küçücük kalmayı başardığı; yönetmenliğini Ron Fricke'in üstlendiği, yapımcılığını Mark Magidson'ın yaptığı 2011 yapımı belgesel film “Samsara” örneğinde incelenmiştir. Belgeselin en güçlü kırk üç karesi tespit edilerek göstergebilimsel çözümleme yöntemi ile betimlenmiştir. Elde edilen bulgulara göre; modernite kıskacında insan kaybettiği kutsal ruhu sebebiyle daha fazla tüketmeye yönelmekte ve büyük bir sömürüye uğrayarak günden güne insanlığını yitirmektedir.