IMCCS 1. ULUSLARARASI İLETİŞİM BİLİMLERİ KONGRESİ, Sivas, Türkiye, 5 - 07 Mayıs 2023, cilt.1, ss.301-309
İçinde bulunduğumuz çağda üretilen yeni meşruiyet dayanaklarından birisi de kişilerin doğru
olduğuna inandıkları kendi görüşleridir. Bu görüşler hiçbir akılcı sebebe dayanmadan ifade
edilebilmekte ve iletişim teknolojileri sayesinde geniş kitlelere sunulabilmektedir. Bir görüşün
hiçbir eşik bekçisine, filtreye takılmadan geniş kitlelere ulaşabiliyor olması onun meşru bir
temeli, hakikate dayanan bir kökü olabileceği yanılgısını da beraberinde getirebilmektedir. Tüm
dünyayı etkileyen pandemi gibi krizlerde bu görüşlerin kontrolsüz yayılımı insanları
etkilemektedir. Düşünce ve ifade özgürlüğünü engellemek yerine karmaşık hakikatleri
insanlara kolayca anlatabilmek ve safsatalara karşı koyabilmek için sanatın anlatım gücünden
faydalanmak bir seçenek olarak karşımıza çıkmıştır. Post Truth çağında verilerin önemi daha
da artmıştır. İnsanların çoğu salt kişisel görüşlerin, spekülasyonların, dedikoduların varlığıyla
yetinip bu anlatıların peşinden giderken bunlarla yetinmeyip hakikate ulaşmak isteyenler ise
verilere güvenmeyi tercih edebilmektedirler. Enformasyon ve iletişim teknolojilerinin verilerin
üretimini, depolanmasını, aktarımını kolaylaştırması aynı zamanda onlardan anlam çıkarmanın
yollarını da açmıştır. Gelişmiş bilgisayarlar, yazılımlar, sensörler sayesinde gerçekleştirilen
veri analizleri insanların sadece kendi duyularıyla görmekte zorlanacakları örüntüleri tespit
edebilmektedir. Ortaya çıkartılan bu örüntüler ise verinin görsel sunumu ile insanlara
aktarılabilmektedir. Arkasında karmaşık istatistiki hesaplamalar olan ve yüzlerce, binlerce
sayfa veriye dayanabilen analizleri birkaç temsil ile kolayca anlaşılabilir hale getirmek
mümkündür.
Pandemide ortaya çıkan ve tamamen kişisel görüşlere dayanan, herhangi bir kaynak
belirtmeden, kanıt sunmadan hikayeleştirilen sansasyonel anlatılara karşı farkındalık ve bilinç
oluşturmak yoluyla karşı koymak için veriye dayanan görsel sunumların kullanıldığı
görülmüştür. Enformasyon çağının hem kontrolsüz bir şekilde bilgi yayılımına imkân vererek dezenformasyona neden olan yapısı hem de bu dezenformasyona karşı olarak ortaya
konabilecek veri temelli anlatıların ortaya çıkışına izin verişine şahitlik edilmektedir. Bu
çalışmada veri görselleştirme olarak ifade edilen görsel anlatıların pandemi sürecinde posttrutha karşı koymada bir araç olarak nasıl kullanıldığı incelenmektedir.