INTERNATIONAL CONFERENCE ON SCIENTIFIC AND INNOVATION RESEARCH-III , Sivas, Türkiye, 3 - 05 Mayıs 2024, ss.291-302
Kentler, sahip oldukları doğal ve kültürel ögeleri ile geçmişten günümüze süregelen sosyal
yaşantının etkileşimi sonucunda kendilerine özgü kimlik unsurlarının birleşiminden
oluşmaktadır. Kentsel alanlar, bu etkileşimlerin yaşam pratikleri, toplumsal ilişkiler ve kültürel
ifadelere dönüşmüş somut yansımalarıdır. Dolayısıyla kentler fiziksel yapıların ötesinde, tarih,
kültür ve doğanın harmanlandığı dinamik sosyal mekânlar olarak değerlendirilirler. Kentsel
alanlar, bu çok katmanlı yapı içinde, tarih, kültür, sosyal ilişkiler ve ekolojik sistemlerin
karmaşık bir ağını barındırır. Bu dinamik dokuma, her kentin benzersiz bir karakter ve atmosfer
oluşturmasını sağlar. Özellikle kentsel mekânlar, insanların günlük yaşamlarını sürdürdükleri,
sosyal etkileşimde bulundukları ve kültürel faaliyetlerini gerçekleştirdikleri yaşam alanları
olarak ön plana çıkar. Bu mekânlar, aynı zamanda, şehrin doğal dokusu ile insan yapımı
yapıların entegrasyonunu temsil eder ve bu birleşim, kentlerin sürdürülebilir gelişimi, ekolojik
dengesi ve estetik değerleri açısından kritik öneme sahiptir. Ancak, günümüzde kentlerin özgün
değerleri göz ardı edilerek birbirine benzeyen tek düze yaşam alanları olarak planlanmaktadır.
Bu süreçte özgün değerlerinden ödün vererek gitgide birbirinin aynı olmaya başlayan
kentlerimiz monotonlaşmakta ve kentsel tanınırlıklarını yaşatıp yansıtamamaktadır. Bu çalışma
esasında kentsel tasarım disiplininde yeni bir yaklaşım olarak öne çıkan peyzaj şehirciliği
yaklaşımı ve bu kavramın dünya genelindeki örnekleri değerlendirilmiştir. Şehircilik ve peyzaj
kavramlarını barındıran ve ekolojik kriterlere odaklanan planlama disiplini ve peyzaj odağında
doğa ve kentsel mekan algısını birleştiren alanında öncü kentsel tasarım örnekleri incelenmiştir.
Kentsel mekân algısındaki değişim ve bu değişimi şekillendiren temel dinamikler
derinlemesine irdelenirken, peyzaj şehirciliğinin kentsel tasarım ve planlamada kentsel mekân
algısı üzerine nasıl dönüşüm yarattığı ve kentsel alanların yeniden kurgulanmasında yeni bir
bakış açısı ile kentlerin geleceğini nasıl şekillendirdiği ele alınmıştır.