77nci Türkiye Jeoloji Kurultayı, Sivas, Türkiye, 14 Nisan - 18 Aralık 2025, ss.464, (Özet Bildiri)
Yer Radarı (Ground Penetrating Radar- GPR), sığ yüzey araştırmalarında sıklıkla kullanılan, elektromanyetik dalgaların yer altına gönderilerek farklı ortamlarla etkileşiminden elde edilen sinyallerin kaydedilmesi esasına dayanan etkili bir jeofizik yöntemdir. GPR, dünya genelinde paleosismoloji, aktif tektonik, jeolojik haritalama, karstik yapıların tespiti, heyelan çalışmaları, yer altı su seviyesinin belirlenmesi ve fayların üç boyutlu modellenmesi gibi pek çok yerbilimsel alanda başarıyla uygulanmaktadır. Özellikle, aktif tektonik çalışmalarda yer altındaki sünek ve kırılgan deformasyonların hızlı ve hassas tespiti için önemli bir araçtır. Eski depremlerin kantitatif döngüsünü araştırmaya odaklanan disiplinler arası bir yaklaşım olan paleosismoloji çalışmaları, genellikle diri faylar üzerinde hendek tabanlı veya yüzey tabanlı çalışmalarla yürütülmektedir. Ancak düşük kayma hızına sahip tektonik alanlarda ve erozyon süreçlerinin yoğun olduğu bölgelerde fay izlerinin yüzeyde belirgin bir şekilde gözlenememesi, paleosismolojik çalışmaların verimliliğini sınırlamaktadır. Bu gibi durumlarda GPR, paleosismolojik hendek kazı alanlarının seçimi ve fay aktivitelerinin geçmiş izlerinin belirlenmesi için jeolojik ve jeomorfolojik yöntemleri tamamlayan güçlü bir araçtır. Bu çalışmada, düşük kayma hızına sahip Deliler Fayı’nın Sarıoğlan segmenti üzerinde gerçekleştirilen paleosismoloji uygulamalarında GPR’nin etkinliği değerlendirilmiştir. Jeolojik ve jeomorfolojik çalışmalarla belirlenen potansiyel hendek yerleri, geniş bant aralıklı (80 – 950 MHz) GPR ile kesinleştirilmiştir. KD-GB uzanımlı Sarıoğlan segmenti üzerinde, fay uzanımına dik şekilde alınan 40 metre uzunluğundaki GPR profilinde, biri yüzeye ulaşan en az iki faylanma emaresi tespit edilmiştir. Bu bulgulara dayanarak açılan paleosismolojik hendeklerde, geçmişte yüzey faylanmasına neden olmuş en az iki deprem olayı saptanmıştır. Bu durum, GPR’nin paleosismoloji çalışmalarında yüksek maliyetli hendek kazı alanlarının tespitinde tahribatsız ve hassas bir yöntem olduğunu ortaya koymaktadır. Ayrıca, GPR’nin düşük kayma hızına sahip diri faylarda uygulanabilirliğini ve deprem riskini azaltma çalışmalarındaki potansiyelini vurgulamaktadır. Bu çalışmada GPR tekniğinin düşük kayma hızı sunan diri faylardaki uygulamasının hem yöntemsel ve hem de paleosismolojik ilksel sonuçlarına, Orta Anadolu sismotektonik çerçevesi içinde yer verilecektir. Çalışma, 123G011 numaralı 1007 TÜBİTAK-KAMAG kapsamında 2023- 2025 yılları arasında desteklenmektedir.
Ground Penetrating Radar (GPR) is a widely used geophysical method for shallow subsurface investigations, operating on the principle of transmitting electromagnetic waves into the ground and recording the signals reflected and refracted by subsurface materials. GPR has been successfully applied in various fields such as paleoseismology, active tectonics, geological mapping, karst detection, landslide studies, groundwater level determination, and 3D fault modeling. It is particularly effective in the rapid and precise detection of ductile and brittle deformations in active tectonic studies. Paleoseismology, an interdisciplinary approach focused on analyzing the recurrence intervals of past earthquakes, is typically conducted through trench-based or surface-based studies on active faults. However, in low slip-rate tectonic zones and regions with intense erosion, fault traces are often poorly expressed at the surface, limiting the effectiveness of paleoseismological investigations. In such cases, GPR emerges as a complementary tool to geological and geomorphological methods for selecting trench locations and identifying evidence of past fault activity. This study evaluates the effectiveness of GPR in paleoseismological applications on the Sarıoğlan segment of the Deliler Fault, a low slip-rate active fault in Central Anatolia. Potential trench sites identified through geological and geomorphological analyses were refined using GPR (80 – 950 MHz) surveys. A 40-meterlong GPR profile oriented perpendicular to the strike of the NESW trending Sarıoğlan segment revealed at least two faulting indications, one of which extends to the surface. Based on these findings, paleoseismological trenches were excavated, uncovering evidence of at least two surface-rupturing earthquake events. The results demonstrate that GPR is a highly precise and non-invasive technique for identifying trench locations in paleoseismological studies, especially in low slip-rate faults. The study highlights the applicability of GPR in fault characterization and its potential in earthquake risk mitigation efforts. Methodological and preliminary paleoseismological findings from this application are presented within the seismotectonic framework of Central Anatolia. The study is supported by TÜBİTAK-KAMAG Project No. 123G011 for the 2023–2025 period.