Karadeniz Araştırmaları, cilt.19, sa.73, ss.183-201, 2022 (Hakemli Dergi)
Mitolojik bir "varlığın" veya daha kapsayıcı bir tabirle mitolojik bir "ögenin" tanınması; bir toplumun tarihsel psikolojisini, varlık anlayışını, felsefesini, eylemlerin kökenlerini sebep sonuç ilişkisinde açığa çıkarmada bize yardımcı olur. Yerinde duran dağlar, durmadan akan pınarlar, yeryüzüne inen yağmurlar yani dünyanın doğal öge ve düzeni bile bir toplumun yaşam-ölüm ilişkisini, yeme içme alışkanlıklarını, ahlak kurallarını etkilerken yanı başlarında duran mitolojik figürlerin aynı hayata etki etmemesi ve şekillendirmemesi düşünülemez. Nitekim bilinmeyen devirlerden itibaren insanlar, evlerini ve eve ait unsurları (ocağın, ahırın, kuyunun, banyonun vs.) "öteki" varlıklarla ilişkili görmüşler ve bu varlıklarla beraber yaşadıklarına inanmışlardır. İşte bu "öteki" varlıklardan bir tanesi de Biçura'dır. Makalede Biçura'yı dış (fiziksel özellikleri, eylem dizisi, mitolojik statüsü) ve iç (psikoloji, sempati) yapılarını ortaya koyarak inceleyeceğiz. Gerek yazılı gerekse sözlü kaynaklarda ev, ocak, orman, su, dağ vd. iyelerinden ayrılan Biçura, girdiği evin yaramaz bir sakinidir. Özellikle Tatarlar ve Başkurtlar arasında yaygınlık gösteren Biçura adlı varlık, karakteri bakımından huysuz, kaprisli ve tutarsızdır. İnsanlarla uğraşmayı sever. Bulunduğu eve zenginlik, ayrıldığı eve ise fakirlik getirir. Mitolojik konumu da netleştirilmiş değildir ama ne yeraltı kara iyeleri gibi kendisinden tamamen korkulandır ne de göksel ve bütünüyle iyi bir varlıktır. Bu çalışmada ele aldığımız Biçura'yı tüm özellikleriyle, kendisinden bahseden ilk ve en eski yazılı kaynaklardan bugüne kadar tespit ederek ortaya çıkarmaya çalışacağız.
The recognition of a mythological “being” – or, more specifically, a mythological “element” – helps us reveal thehistorical psychology of a given society, its understanding of being, its philosophy, and the origins of actions in thecause-and-effect relationship. Standing mountains, flowing springs, rain falling on the earth, natural elements, and order of the world all affect a society’s life -death relationship. The same goes for eating habits, hunting, moralrules, and – above all – mythological figures, as well. Since the dawn of time, people have believed that theirhouseholds and all they contain (stoves, barns, etc.) have embodied "other wordly" beings, and that theycohabitate with them. In the Turkic context, one such an example is Bichura. In this paper, we will examine Bichura’s external (physical traits, action sequence, mythological s tatus) and internal (psychology, sympathy)structures. In both written and oral sources, Bichura can take the form of either black and white spirits (iyes, amischievous inhabitant of the house it enters). Among the Tatars and Bashkirs, Bichura is moody and capricious.It likes to annoy people. It brings wealth upon any house it lives in, and poverty upon any house it leaves. Whist itsmythological position is unclear, it is neither totally feared (like underground black spirits), nor is is it heavenlyand good either. Beyond that, we will also attempt to reveal when Bichura first made an appearance in Turkicliterature.