Kitâbü’s-Sünne’si Bağlamında Muhammed b. Nasr el-Mervezî’nin Kur’ân-Sünnet İlişkisine Yaklaşımı


Creative Commons License

Özbek Ö. F.

MEVZU – SOSYAL BILIMLER DERGISI, sa.1, ss.65-105, 2023 (Hakemli Dergi)

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Basım Tarihi: 2023
  • Doi Numarası: 10.56720/mevzu.1298361
  • Dergi Adı: MEVZU – SOSYAL BILIMLER DERGISI
  • Derginin Tarandığı İndeksler: Central & Eastern European Academic Source (CEEAS), MLA - Modern Language Association Database, TR DİZİN (ULAKBİM)
  • Sayfa Sayıları: ss.65-105
  • Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Hadis ilmi başta olmak üzere İslâmî ilimler açısından özel bir yeri bulu-nan 3./9. asır, yaşanan fikrî-siyâsî olaylar nedeniyle de İslâm tarihinde önemli bir dönüm noktasını teşkil etmektedir. Özellikle mihne hadisesiyle birlikte ehl-i hadîsin hem re’y eksenli fıkıh anlayışına hem de farklı itikâdî fırkalara olan tepkisi, bu dönemde zirveye ulaşmıştır. Bu tepkinin sonucu olarak ehl-i hadîsin fıkhî ve itikâdî düşüncelerini yansıtan eserlerin kaleme alınışı büyük bir hız kazanmıştır. Söz konusu eserlerin başında ise hadis kaynaklarının geldiği bilinmektedir. Dolayısıyla Kütüb-i Sitte başta olmak üzere hadis musannefâtının en temel örneklerinin bu dönemde verilmiş olması tesadüf değildir. Hadis kitapları dışında, ağırlıklı olarak itikâdî konuları içeren ve mezkûr gruplara reddiye amacıyla kaleme alınan müstakil kitaplar da aynı dönemin ürünleridir. Kitâbü’s-Sünne, Usûlü’s-sünne, Şerhu’s-sünne, Kitâbü’t-Tevhîd gibi isimler taşıyan ve geniş bir literatür oluşturan bu eserler, Hz. Peygamber’in (s.a.v.) ve sahâbenin itikatta benimsediği yola vurgu yapmaları nedeniyle Kitâbü’s-Sünne ortak adıyla anılmıştır. Aslında 2./8. asırda telif edilen risâle niteliğindeki eserlerin devamı olan ve nakil eksenli bir itikat inşasını amaçlayan bu kitapların, dönemin itikâdî tartışmalarının hemen hemen tamamını içerdikleri ve daha sistematik bir yapı arz ettikleri görülmektedir. Bu nedenle Kitâbü’s-Sünne’ler, ehl-i hadisin telif metodunun gelişimini göstermesi bakımından dikkate değerdir. Söz konusu literatüre katkı sağlayan âlimlerden biri de Muhammed b. Nasr el-Mervezî olmuştur (öl. 294/906). 3./9. asrın hemen başında doğup, sonlarında vefat eden Mervezî, dönemin hemen hemen tüm otorite âlimlerinden hadis almış ve hadis ilmindeki yetkinliğinin yanında sonradan intisap ettiği Şâfiî mezhebinin de önemli isimlerinden biri sayılmıştır. Müellifinin fıkhî birikiminin en önemli göstergelerinden olan Kitâbü’s-Sünne, mensup olduğu literatür içerisinde ayrı bir yere sahiptir. Zira Mervezî, bir kısmını diğer Kitâbü’s-Sünne’lere benzer bir şekilde oluşturmakla birlikte eserinin ana omurgasını Kur’an-sünnet ilişkisi bağlamında usule dair meselelere ayırmıştır. Bu bağlamda o; sünnetin konumu ve mahiyeti, sünnetin bağlayıcılığı açısından taksimi, sünnetin Kur’an’ın mücmelini beyânı, sünnetin Kur’an’ı neshi ve sünnetin teşrî yetkisi gibi konuları titiz bir şekilde ele almıştır. Ne var ki bir Şâfiî fakihi olmasına karşın sıkı sıkıya takipçisi olduğu ve her fırsatta özveriyle savunduğu İmam Şâfiî’den (öl. 204/820) birçok konuda farklı yaklaşımlar sergilediği, hatta yer yer kendisini eleştirdiği göze çarpmaktadır. Ayrıca Mervezî’nin, sünnetin konumuna ve Kur’an ile olan münasebetine dair özgün fikirler de ortaya koyduğu görülmektedir. Dolayısıyla Kitâbü’s-Sünne gerek bu yönleriyle gerekse erken dönem usul tartışmalarına katkı sunması nedeniyle yakından incelenmesi gereken bir eserdir. Bu makalede Kitâbü’s-Sünne bağlamında Mervezî’nin Kur’an-sünnet ilişkisine dair görüşleri ele alınacak, bu görüşlerin özgünlüğü ve sonraki dönemlere etkisi tespit edilmeye çalışılacaktır.

The 3rd/9th century, which has a special place in Islamic sciences, espe-cially the science of hadith, also constitutes a significant turning point in the history of Islam due to the intellectual-political events that took place. Espe-cially with the mihna incident, the reaction of the Ahl al-hadith, which constituted the majority, to both the ra'y-based fiqh understanding and different sects of creed reached its peak in this period. As a result of this reaction, the writing of works reflecting the fiqh and theological thoughts of the Ahl al-hadith has gained tremendous momentum. It is known that hadith sources are at the forefront of these works. Therefore, it is not a coincidence that the best examples of hadith sources, especially al-Kutub al-Sitta were given in this period. In addition to hadith books, stand-alone books written to refute the views of the said groups and that mainly contain theological issues are also the products of this period. These works, which have names such as Kitāb al-Sunnah, Usul al-sunnah, Sharh al-sunnah, Kitāb al-Tawhid, and which constitute a comprehensive literature, are called Kitāb al-Sunnah because they emphasize the path adopted by the Prophet and the Companions. It is seen that these books, which are the continuation of the treatises written in the 2nd/8th century and aiming to build a belief based on transmission, include almost all the theological debates of the period and present a more systematic structure. For this reason, Kitāb al-Sunnahs are noteworthy in terms of showing the de-velopment of the method of copyright in the Ahl al-Hadith. One of the scholars who contributed to the literature mentioned above is Muhammad ibn Nasr al-Marwazī. Marwazī, who was born at the beginning of the 3rd/9th century and died at the end of the 3rd/9th century, received hadith from almost all the authority scholars of the period. In addition to his competence in hadith science, he was considered one of the important names of the Shafi'i sect he later joined. Kitāb al-Sunnah, one of the most critical indicators of Marwazī's accumulation of fiqh, has a special place in the literature it belongs to. Because even though Marwazī wrote a part of his work similarly to other Kitāb al-Sunnahs, he devoted the main backbone of his work to procedural issues in the context of the Qur'an-Sunnah relationship. In this context, he seriously dealt with issues such as the position and nature of the Sunnah, the Sunnah's classification in terms of its bindingness, the Sunnah’s explanation of the closed words of the Qur’an (mujmal), the Sunnah’s abrogation (nash) of the Qur’an and the legislative authority of the Sunnah. However, as a Shafi’i jurist, he showed different approaches to many issues than Imam Shafi'i, whom he followed closely and defended with devotion at every opportunity. Moreover, it is striking that he occasionally criticizes Imam Shafi'i. In addition, it is pretty remarkable that Marwazī put forward original ideas about the position of the Sunnah and its relationship with the Qur’an. Therefore, Kitāb al-Sunnah should be examined closely with these aspects because it contributes to the early period method discussions. In this article, Marwazī's views on the Sunnah-Qur’an relationship will be discussed in the context of Kitāb al-Sunnah, and the originality of these views and their effects on the following periods will be tried to be determined.