MEVZU – SOSYAL BILIMLER DERGISI, sa.1, ss.65-105, 2023 (Hakemli Dergi)
Hadis ilmi başta olmak üzere İslâmî ilimler açısından özel bir yeri
bulu-nan 3./9. asır, yaşanan fikrî-siyâsî olaylar nedeniyle de İslâm tarihinde
önemli bir dönüm noktasını teşkil etmektedir. Özellikle mihne hadisesiyle
birlikte ehl-i hadîsin hem re’y eksenli fıkıh anlayışına hem de farklı itikâdî
fırkalara olan tepkisi, bu dönemde zirveye ulaşmıştır. Bu tepkinin sonucu
olarak ehl-i hadîsin fıkhî ve itikâdî düşüncelerini yansıtan eserlerin kaleme
alınışı büyük bir hız kazanmıştır. Söz konusu eserlerin başında ise hadis
kaynaklarının geldiği bilinmektedir. Dolayısıyla Kütüb-i Sitte başta olmak
üzere hadis musannefâtının en temel örneklerinin bu dönemde verilmiş olması
tesadüf değildir. Hadis kitapları dışında, ağırlıklı olarak itikâdî konuları
içeren ve mezkûr gruplara reddiye amacıyla kaleme alınan müstakil kitaplar da
aynı dönemin ürünleridir. Kitâbü’s-Sünne, Usûlü’s-sünne, Şerhu’s-sünne,
Kitâbü’t-Tevhîd gibi isimler taşıyan ve geniş bir literatür oluşturan bu
eserler, Hz. Peygamber’in (s.a.v.) ve sahâbenin itikatta benimsediği yola vurgu
yapmaları nedeniyle Kitâbü’s-Sünne ortak adıyla anılmıştır. Aslında 2./8.
asırda telif edilen risâle niteliğindeki eserlerin devamı olan ve nakil eksenli
bir itikat inşasını amaçlayan bu kitapların, dönemin itikâdî tartışmalarının
hemen hemen tamamını içerdikleri ve daha sistematik bir yapı arz ettikleri
görülmektedir. Bu nedenle Kitâbü’s-Sünne’ler, ehl-i hadisin telif metodunun
gelişimini göstermesi bakımından dikkate değerdir. Söz konusu literatüre katkı
sağlayan âlimlerden biri de Muhammed b. Nasr el-Mervezî olmuştur (öl. 294/906).
3./9. asrın hemen başında doğup, sonlarında vefat eden Mervezî, dönemin hemen
hemen tüm otorite âlimlerinden hadis almış ve hadis ilmindeki yetkinliğinin
yanında sonradan intisap ettiği Şâfiî mezhebinin de önemli isimlerinden biri
sayılmıştır. Müellifinin fıkhî birikiminin en önemli göstergelerinden olan
Kitâbü’s-Sünne, mensup olduğu literatür içerisinde ayrı bir yere sahiptir. Zira
Mervezî, bir kısmını diğer Kitâbü’s-Sünne’lere benzer bir şekilde oluşturmakla
birlikte eserinin ana omurgasını Kur’an-sünnet ilişkisi bağlamında usule dair
meselelere ayırmıştır. Bu bağlamda o; sünnetin konumu ve mahiyeti, sünnetin
bağlayıcılığı açısından taksimi, sünnetin Kur’an’ın mücmelini beyânı, sünnetin
Kur’an’ı neshi ve sünnetin teşrî yetkisi gibi konuları titiz bir şekilde ele
almıştır. Ne var ki bir Şâfiî fakihi olmasına karşın sıkı sıkıya takipçisi
olduğu ve her fırsatta özveriyle savunduğu İmam Şâfiî’den (öl. 204/820) birçok
konuda farklı yaklaşımlar sergilediği, hatta yer yer kendisini eleştirdiği göze
çarpmaktadır. Ayrıca Mervezî’nin, sünnetin konumuna ve Kur’an ile olan
münasebetine dair özgün fikirler de ortaya koyduğu görülmektedir. Dolayısıyla
Kitâbü’s-Sünne gerek bu yönleriyle gerekse erken dönem usul tartışmalarına
katkı sunması nedeniyle yakından incelenmesi gereken bir eserdir. Bu makalede
Kitâbü’s-Sünne bağlamında Mervezî’nin Kur’an-sünnet ilişkisine dair görüşleri
ele alınacak, bu görüşlerin özgünlüğü ve sonraki dönemlere etkisi tespit
edilmeye çalışılacaktır.
The 3rd/9th century, which has a special place in Islamic sciences,
espe-cially the science of hadith, also constitutes a significant turning point
in the history of Islam due to the intellectual-political events that took
place. Espe-cially with the mihna incident, the reaction of the Ahl al-hadith,
which constituted the majority, to both the ra'y-based fiqh understanding and
different sects of creed reached its peak in this period. As a result of this
reaction, the writing of works reflecting the fiqh and theological thoughts of
the Ahl al-hadith has gained tremendous momentum. It is known that hadith
sources are at the forefront of these works. Therefore, it is not a coincidence
that the best examples of hadith sources, especially al-Kutub al-Sitta were given
in this period. In addition to hadith books, stand-alone books written to
refute the views of the said groups and that mainly contain theological issues
are also the products of this period. These works, which have names such as
Kitāb al-Sunnah, Usul al-sunnah, Sharh al-sunnah, Kitāb al-Tawhid, and which
constitute a comprehensive literature, are called Kitāb al-Sunnah because they
emphasize the path adopted by the Prophet and the Companions. It is seen that
these books, which are the continuation of the treatises written in the 2nd/8th
century and aiming to build a belief based on transmission, include almost all
the theological debates of the period and present a more systematic structure.
For this reason, Kitāb al-Sunnahs are noteworthy in terms of showing the
de-velopment of the method of copyright in the Ahl al-Hadith. One of the
scholars who contributed to the literature mentioned above is Muhammad ibn Nasr
al-Marwazī. Marwazī, who was born at the beginning of the 3rd/9th century and
died at the end of the 3rd/9th century, received hadith from almost all the
authority scholars of the period. In addition to his competence in hadith
science, he was considered one of the important names of the Shafi'i sect he
later joined. Kitāb al-Sunnah, one of the most critical indicators of Marwazī's
accumulation of fiqh, has a special place in the literature it belongs to.
Because even though Marwazī wrote a part of his work similarly to other Kitāb
al-Sunnahs, he devoted the main backbone of his work to procedural issues in
the context of the Qur'an-Sunnah relationship. In this context, he seriously
dealt with issues such as the position and nature of the Sunnah, the Sunnah's
classification in terms of its bindingness, the Sunnah’s explanation of the
closed words of the Qur’an (mujmal), the Sunnah’s abrogation (nash) of the
Qur’an and the legislative authority of the Sunnah. However, as a Shafi’i
jurist, he showed different approaches to many issues than Imam Shafi'i, whom
he followed closely and defended with devotion at every opportunity. Moreover,
it is striking that he occasionally criticizes Imam Shafi'i. In addition, it is
pretty remarkable that Marwazī put forward original ideas about the position of
the Sunnah and its relationship with the Qur’an. Therefore, Kitāb al-Sunnah
should be examined closely with these aspects because it contributes to the
early period method discussions. In this article, Marwazī's views on the
Sunnah-Qur’an relationship will be discussed in the context of Kitāb al-Sunnah,
and the originality of these views and their effects on the following periods
will be tried to be determined.