JB-4 VE PARAFİN GÖMME TEKNİKLERİ: DİŞİ GENİTAL SİSTEM DOKULARINDA HİSTOLOJİK BİR KARŞILAŞTIRMA


Hamutoğlu R., Şahin İnan Z. D.

Sivas Cumhuriyet University International Multidisciplinary Scientific Research Congress, Sivas, Türkiye, 4 - 06 Temmuz 2025, ss.639-650, (Tam Metin Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Sivas
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.639-650
  • Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Bu çalışma, dişi genital sistemine ait ovaryum, uterus ve tuba uterina dokularında JB-4 (glikol metakrilat tabanlı gömme materyali) ve klasik parafin gömme tekniklerinin histolojik performanslarını karşılaştırmayı amaçlamaktadır. JB-4 tekniği ile gömülen dokular Asit-Fuksin ve Toluidin Mavisi; parafin tekniği ile hazırlanan dokular ise Hematoksilen-Eozin ile boyanarak mikroskobik incelemeye hazırlanmıştır. Değerlendirmelerde sitolojik detaylar, epitel bütünlüğü ve doku mimarisinin korunma düzeyi esas alınmıştır. Ovaryum kesitlerinde JB-4 yöntemi, primer oositin çekirdek ve çekirdekçik yapısını, sitoplazmik içeriğini ve zona pellucida sınırını yüksek ayırt edilebilirlikle sunmuştur. Granulosa hücrelerindeki mitotik figürler ve teka interna katmanındaki hücresel ayrıntılar da JB-4 ile açıkça gözlemlenmiştir. Germinal epitelin belirginliği de bu teknikte daha tatmin edici bulunmuştur. Tuba uterinada prizmatik silyalı hücreler ile peg hücreleri JB-4 kesitlerinde daha morfolojik netlikte izlenmiş; lamina propriadaki kılcal damarlar ve bağ dokusu lifleri daha detaylı biçimde ayırt edilebilmiştir. Uterus dokusunda ise hem yüzey epiteli hem de bez epiteli hücrelerinin şekilsel konturları ve boyutsal özellikleri JB-4 ile daha başarılı biçimde ortaya konmuştur. Bu bulgular birlikte değerlendirildiğinde, JB-4 tekniği yüksek çözünürlükte hücresel analiz gereken durumlar için güçlü bir araç sunarken; parafin tekniği genel doku organizasyonunu korumadaki başarısıyla rutin tanı ve eğitim uygulamalarında tercih edilebilir. Karşılaştırmalı sonuçlar, gömme yöntemlerinin seçiminde hedeflenen histolojik amacın belirleyici öneme sahip olduğunu ortaya koymaktadır.