26. Türkiye’de köylülük imgesi: Değişen ama dönüşmeyen köylülüğün romanlardaki ayak izleri1


GÜLTEKİN AKÇAY Z.

RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi, sa.33, ss.419-442, 2023 (Hakemli Dergi) identifier

Özet

Çalışma; köylülüğün ne olduğunu, sosyo-ekonomik ve politik gelişmelerle nasıl değişim geçirdiğini ve bunların romanlardaki imgeler aracılığıyla nasıl ortaya koyulduğunu açıklamayı amaçlamıştır. Bu kapsamda köylülüğün ne olduğuna dair teorik, tarihsel arka plan ve süreç içinde etkin olan sosyal, iktisadi, siyasi unsurlar ve aktörlerle köylülüğün geçirdiği değişim, romanlar üzerinden incelenmiştir. Toplumsal ve ekonomik değişimler karşısında köylülük değişir, köylülüğün değişimi romanlara da yansır ve romanlar da bu değişimleri yansıtır, ifadeleri çalışmanın temel iddialarını oluşturmuştur. Sosyal bilimlerdeki benzer pek çok kavram gibi, köylülük de toplumsal konum ya da kimliği nedeniyle tek bir tanım içine sığdırılamayan tartışmalı bir kavramdır. Bu nedenle öncelikle, köylülüğü, farklı yönlerden açıklamaya çalışan teorik tartışmalar sunulmuştur. Teorik tartışmalar ışığında, Türkiye’de köylülüğün benzer ve farklı yönlerine değinilmiştir. Türkiye’nin toplumsal tarihinde köylülüğün ve bunu oluşturan imgelerin anlaşılabilmesi için Türkiye’deki farklı dönem ve ideolojik eğilimlerde olan yazarların romanları incelenmiştir. Köylülüğün ve köylü imgesinin değiştiğini ortaya koyabilmek için de Tanzimat’tan seksenli yıllara kadar köylülüğe değinen romanlar ele alınmıştır. Bu sayede, köylülüğün uzun dönemde nasıl bir değişim geçirdiği anlaşılmaya çalışılmıştır. İktisadi, siyasi ve sosyal ilişkiler açısından köylülük incelenmiştir. Bu üç ana kategori kendi içinde alt kategorilere ayrılarak, analiz detaylandırılmıştır. Sonuç olarak, iktisadi ilişkilerin değişiminin, köylülüğü doğrudan etkilediği ortaya çıkmıştır. Bir başka saptanan sonuç ise, siyasal eylemlerde, politika uygulamalarında, köylülüğün göz önünde bulundurulduğu ancak onlara söz hakkının verilmediğidir. Sosyal açıdan ise, toplumsal gelişmelerle köylülüğün değişim yaşamasına rağmen özellikle zihniyet açısından herhangi bir dönüşüme uğramadan, toplumsal yaşamda varlığını devam ettirdiği saptanmıştır.
The study aims to explain what the peasantry is, how it has changed with socio-economic and political developments, and how these are revealed through the images in novels. In this context, the theoretical and historical background of what the peasantry is, the social, economic, and political elements and actors that are active in the process, and the changes that the peasantry undergoes are analyzed through novels. The basic claims of the study are that the peasantry changes in the face of social and economic changes, and the change of the peasantry is reflected in novels and novels reflect these changes. Like many similar concepts in social sciences, the peasantry is a controversial concept that cannot fit into a single definition due to its social position or identity. For this reason, theoretical discussions that try to explain the peasantry from different perspectives are presented first. In light of the theoretical discussions, similar and different aspects of the peasantry in Turkey are mentioned. To understand the peasantry and the images that constitute it in Turkey's social history, the novels of writers from different periods and ideological tendencies in Turkey were analyzed. To reveal that the peasantry and the image of the peasant have changed, novels dealing with the peasantry from Tanzimat to the eighties were analyzed. In this way, it was tried to understand how the peasantry has changed in the long term. The peasantry was analyzed in terms of economic, political, and social relations. These three main categories were subdivided into sub-categories and the analysis was elaborated. As a result, it was found that the change in economic relations directly affected the peasantry. Another conclusion is that the peasantry is taken into consideration in political actions and policy implementations, but they are not given a voice. In social terms, it has been determined that although the peasantry has changed with social developments, it has continued its existence in social life without undergoing any transformation, especially in terms of mentality.