Cumhuriyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, cilt.46, sa.2, ss.259-264, 2022 (Hakemli Dergi)
Batılı seyyahların Doğu’ya gerçekleştirdikleri gezilerden hareketle kaleme aldıkları gezi yazılarında, birçok
medeniyete beşiklik etmiş olan İstanbul geniş biçimde yer almakta, bu medeniyetlerden geriye kalan miras
kültürel dokusuyla ortaya konmaktadır. Şehrin mimarisiyle birlikte dönemin aile yaşantısını da sunan bu eserler
seyyahların gözünden Osmanlı Türkleri hakkında bilgiler vermektedir. Bu eserlerden biri de 19. yüzyıl ortalarında
Fransız seyyahlardan olan, her ikisi de aynı zamanda gazeteci, yazar ve tarihçi unvanlarını taşıyan Joseph-François
Michaud ve Jean-Joseph-François Poujoulat’nın kaleme aldıkları İmparatorluklar Şehri İstanbul 1830 adlı eserdir.
Yazarlar seyahatnamede Osmanlı toplumunu ve aile yapısını anlatırlar. İstanbul’a dışarıdan bakışı temsil eden
Michaud ve Poujoulat’nın birlikte yazdıkları bu eserde, “Türk evleri” başlığı altında Osmanlı ev mimarisi yer
alırken ev olgusunun Türk aile kültüründeki öneminden bahsedilir. Türk kültürünün tarihsel köklerine değinilir.
Eskiden göçebe biçimde yaşam süren Türk toplumunun yerleşik yaşama geçtikten sonra inşa ettikleri evlerin
zamanın koşullarıyla oluşturulduğu vurgulansa da evlerindeki kültürel yaşam pratiklerinin eskiyi yansıttığı,
göçebeliğin izlerinin mekânsal alanlarda sürdürüldüğü dile getirilir. Betimleyici ve sosyolojik yöntemle ele
alınacak bu çalışmada Osmanlıların hayata bakışlarının yaşam biçimleriyle paralellik oluşturduğu, evlerini de buna
göre şekillendirdikleri, mahremiyete önem verişin Müslümanlık anlayışıyla biçimlendiği toplumsal yapı ortaya
konulacaktır.