TURK DUNYASI ARASTIRMALARI, cilt.135, sa.266, ss.43-64, 2023 (Hakemli Dergi)
Asya’daki merkezi konumu nedeniyle eski bir ticaret ve
göç merkezi olan Afganistan ya da bazı eski kaynaklarda
Baktriya diye de anılır, Kuhistan (Sistan ve Belucistan) [İran,
Pakistan ve Afganistan arasındaki bölge] diye adlandırılan
kısmı saymazsak; Kâbil, Herat, Gazne, Kandehar, Mezar-ı
Şerif, Belh, Host, Pul-i Humri, Celalabad, Kunduz vb. şehirlerin yer aldığı tarihi İpek Yolu güzergâhında bulunan
oldukça önemli bir bölgedir. Diğer yandan Türkistan (Orta
Asya), Hindistan, Çin (Vahan Koridoru ile) ve Orta Doğu gibi
bölgelerin tam ortasında kilit bir konumda bulunarak, anâsır-ı erbaa gibi dört medeniyetin yeryüzü üzerinde kesiştiği
bu topraklar; geçmişte ve günümüzde büyük devletlerin her
daim dikkatini çekmiş; bu coğrafyayı şekillendiren güçlerin
ekonomik, siyasi ve kültürel ilişkilerinde önemli bir rol oynamıştır. Sosyolog İbn-i Haldun’un deyişiyle: “Coğrafya bir
kaderdir.”1
Büyük devletlerce kaderine terk edilmiş Afganistan’ın, amansız Hindukuş ve Pamir dağlarında fırtınaların
azalmadığı gibi kaderinde savaşlar da eksik olmamıştır. Bu
makalede yıkılmaya yüz tutmuş Afganistan’ın Rus şarkiyatçılığı bağlamında tarihi Weberci verstehende/ yorumlama
yöntemiyle değerlendirilecektir