Kutadgubilig: Felsefe Bilim Araştırmaları Dergisi, sa.25, ss.129-142, 2014 (Hakemli Dergi)
Makalede, İslâm kültürü içerisinde medreselerin kuruluşundan
günümüze kadar eğitim müesseselerinde okutulmakta olan mantık dersinin,
bilginin temellendirilmesinde önemli bir yere sahip olduğuna vurgu yapılarak bu
ilmin öğretiminde bazı sıkıntıların söz konusu olduğu ve bunun ortadan
kaldırılması için etkin öğretim yöntemlerinin kullanılması gerektiği dile
getirilmiştir. Bunlardan birinin İslam ilim geleneğinde de yaygın olarak
kullanılan “soru-cevap” yöntemi olduğu ve bu metodun uygulandığı birçok eser
kaleme alındığı ifade edilmiştir.
Çalışmada,
ilk önce soru-cevap tekniği hakkında kısaca bilgi verilmiş daha sonra bunun
mantık öğretiminde nasıl uygulanabileceği gösterilmeye çalışılmıştır. Bu
yapılırken de soru-cevap şeklinde hazırlanmış mantık kitaplarından hareket
edilmiştir. Bu yöntemle, mantık konularının kavrama, çözümleme, analiz etme,
sentez yapma, bölme, değerlendirme yapma ve uygulama düzeylerinde
öğretilebileceği ileri sürülmüştür. Bazı kavramların ve konuların bu teknikle
öğretilebilmesi için öğrencinin belirli bir bilgi alt yapısına sahip olması
gerektiğine işaret edilerek aslında bu durumun, hazır bulunuşluk anlamında her
tür öğretme tekniği için geçerli olduğu ifade edilmiştir.
Bu
tekniğin yanlış uygulanması olarak değerlendirilen “evet” ve “hayır” biçiminde
cevaplanabilecek sorulara, öğrenmeyi ve anlamayı engelleyici nitelikte
oldukları gerekçesiyle bu metotla yazılmış mantık metinlerinde yer verilmediği
ifade edilerek bu tarz eserlerin “duyu nedir, nefs nedir, cisim nedir, canlı
nedir, hissetme gücüne sahip ve ruh sahibi ifadeleri ne demektir?”
örneklerindeki gibi soruların basitten zora ya da karmaşığa doğru bir seyir
izlediği dile getirilmiştir. Cevaplar da aynı şekilde kavramların kısa tanımlarından
başlayarak daha uzun, farklı sınıflandırmaları ve ilişkileri anlatan bir yapıya
sahip olması gerektiğine dikkat çekilmiştir.
İnceleme,
Osmanlı medreselerinde mantık öğretiminde soru-cevap şeklinde hazırlanmış
mantık risalelerinin başarılı bir biçimde kullanılmış olmasından hareketle ve
yöntemin öğretime elverişli birçok özelliğinin olması nedeniyle ders
kitaplarının soru-cevap yönteminin uygulamasına imkân verecek nitelikte
hazırlanması gerektiğini ifade eden bir öneri ile tamamlanmıştır.
Makalede, İslâm kültürü içerisinde medreselerin kuruluşundan
günümüze kadar eğitim müesseselerinde okutulmakta olan mantık dersinin,
bilginin temellendirilmesinde önemli bir yere sahip olduğuna vurgu yapılarak bu
ilmin öğretiminde bazı sıkıntıların söz konusu olduğu ve bunun ortadan
kaldırılması için etkin öğretim yöntemlerinin kullanılması gerektiği dile
getirilmiştir. Bunlardan birinin İslam ilim geleneğinde de yaygın olarak
kullanılan “soru-cevap” yöntemi olduğu ve bu metodun uygulandığı birçok eser
kaleme alındığı ifade edilmiştir.
Çalışmada,
ilk önce soru-cevap tekniği hakkında kısaca bilgi verilmiş daha sonra bunun
mantık öğretiminde nasıl uygulanabileceği gösterilmeye çalışılmıştır. Bu
yapılırken de soru-cevap şeklinde hazırlanmış mantık kitaplarından hareket
edilmiştir. Bu yöntemle, mantık konularının kavrama, çözümleme, analiz etme,
sentez yapma, bölme, değerlendirme yapma ve uygulama düzeylerinde
öğretilebileceği ileri sürülmüştür. Bazı kavramların ve konuların bu teknikle
öğretilebilmesi için öğrencinin belirli bir bilgi alt yapısına sahip olması
gerektiğine işaret edilerek aslında bu durumun, hazır bulunuşluk anlamında her
tür öğretme tekniği için geçerli olduğu ifade edilmiştir.
Bu
tekniğin yanlış uygulanması olarak değerlendirilen “evet” ve “hayır” biçiminde
cevaplanabilecek sorulara, öğrenmeyi ve anlamayı engelleyici nitelikte
oldukları gerekçesiyle bu metotla yazılmış mantık metinlerinde yer verilmediği
ifade edilerek bu tarz eserlerin “duyu nedir, nefs nedir, cisim nedir, canlı
nedir, hissetme gücüne sahip ve ruh sahibi ifadeleri ne demektir?”
örneklerindeki gibi soruların basitten zora ya da karmaşığa doğru bir seyir
izlediği dile getirilmiştir. Cevaplar da aynı şekilde kavramların kısa tanımlarından
başlayarak daha uzun, farklı sınıflandırmaları ve ilişkileri anlatan bir yapıya
sahip olması gerektiğine dikkat çekilmiştir.
İnceleme,
Osmanlı medreselerinde mantık öğretiminde soru-cevap şeklinde hazırlanmış
mantık risalelerinin başarılı bir biçimde kullanılmış olmasından hareketle ve
yöntemin öğretime elverişli birçok özelliğinin olması nedeniyle ders
kitaplarının soru-cevap yönteminin uygulamasına imkân verecek nitelikte
hazırlanması gerektiğini ifade eden bir öneri ile tamamlanmıştır.