FLORA-INFEKSIYON HASTALIKLARI VE KLINIK MIKROBIYOLOJI DERGISI, cilt.18, sa.2, ss.83-89, 2013 (SCI-Expanded)
Giriş: Enterokoklar son yıllarda nozokomiyal kan dolaşımı infeksiyonlarının en sık görülen etkenlerinden biri haline gelmiştir. Günümüzde tüm bakteremilerin yaklaşık %10’undan bu bakteriler sorumludur. Bu çalışmada nozokomiyal kan dolaşımı infeksiyonlarından izole
edilen Enterococcus faecalis ve Enterococcus faecium suşlarının tedavisinde sıklıkla kullanılan antibiyotiklere direnç oranlarının tespit
edilmesi amaçlanmıştır.
Materyal ve Metod: Ocak 2009-Haziran 2013 tarihleri arasındaki toplam 4.5 yıllık sürede Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Uygulama ve Araştırma Hastanesinde kan dolaşımı infeksiyonlarından izole edilen E. faecalis ve E. faecium suşları çalışmaya alındı. Suşların
tanımlanması ve antimikrobiyal duyarlılık testleri “Clinical and Laboratory Standards Institute” önerilerine göre otomatize sistem (BD,
Phoenix, AZ, USA) kullanılarak yapılmıştır. Nozokomiyal kan dolaşımı infeksiyonlarının tanısı “Centers for Disease Control and Prevention” tanı kriterleriyle konuldu.
Bulgular: Araştırılan süre içinde nozokomiyal kan dolaşımı infeksiyonlarından 103 enterokok suşu izole edildi. Bu suşların 51 (%49.5)’i
E. faecalis, 52 (%50.5)’si ise E. faecium olarak tanımlandı. E. faecium izolatları arasında ampisiline dirençli suş sayısı 44 (%84.6) iken,
E. faecalis suşları arasında bu sayı 2 (%3.9) idi (p= 0.001). Yüksek düzey aminoglikozide direnç (500 µg/mL) oranı E. faecium izolatlarında E. faecalis izolatlarına göre daha yüksekti (%63.5 vs. %33.3; p= 0.002). Suşlar arasında linezolid ve daptomisin direnci saptanamazken, toplam 103 enterokok suşundan 2 (%1.9)’sinin hem vankomisin hem de teikoplanine dirençli olduğu gözlendi.
Sonuç: Nozokomiyal patojenlerin antimikrobiyallere karşı geliştirdikleri direnç problemi tüm dünyada giderek artış göstermektedir. Bu
nedenle ilaçlara karşı oluşan direnç gelişimiyle ilgili olarak merkezler bilgilerini sürekli güncellemeli ve paylaşmalıdır. Bir üniversite hastanesinde yürütülen bu çalışma sonucunda ortaya koyduğumuz lokal verilerin özellikle nozokomiyal enteroko
Introduction: Enterococci have recently become one of the most common causes of nosocomial bloodstream infections. Today, these
bacteria account for about 10% of all bacteria. This study aimed to determine the rates of resistance to antibiotics that are commonly
used in the treatment of Enterococcus faecalis and Enterococcus faecium strains isolated from nosocomial bloodstream infections.
Materials and Methods: The study included the E. faecalis and E. faecium strains isolated from bloodstream infections at the Practice
and Research Hospital of the Faculty of Medicine, Cumhuriyet University over a total period of four and a half years between (January
2009 and June 2013). Strain typing and antimicrobial sensitivity testing were performed using an automated system (BD, Phoenix, AZ,
USA) according to the guidelines of the Clinical and Laboratory Standards Institute. Nosocomial bloodstream infection diagnosis was
based on the diagnostic criteria of the Centers for Diseases Control and Prevention.
Results: One hundred and three enterococci strains were isolated from nosocomial bloodstream infections during the study period. 51
(49.5%) of these strains were typed as E. faecalis and 52 (50.5%) as E. faecium. While there were 44 (84.6%) ampicillin-resistant strains among E. faecium isolates, this number was 2 (3.9%) (p= 0.001) among E. faecalis strains. High-level aminoglycoside resistance
rate (500 µg/mL) was higher among E. faecium isolates compared with E. faecalis isolates (63.5% vs. 33.3%; p= 0.002). While no linezoid or daptomycin resistance was noted among the strains, only 2 (1.9%) of a total of 103 enterococci strains were found to be resistant to both vancomycin and teicoplanin.
Conclusion: Problems caused by the resistance of nosocomial pathogens to antimicrobials are rapidly increasing. Therefore, clinical centers should constantly update and share their available data in relation to drug resistance. We consider that the local findings of this
study, conducted at a university hospital, can be used particularly in fighting against nosocomial enterococcal infections to contribute
to the formation of successful empirical treatment models