OLGULARLA PEKTUS DEFORMİTELERİNE YAKLAŞIM, Prof. Dr. Muzaffer METİN,Doç. Dr. Celal Buğra SEZEN,Op. Dr. Esra YAMANSAVCI ŞİRZAİ, Editör, Dünya Yayınları, Ankara, ss.12-14, 2025
Pektus ekskavatum (PE), sternumun manubriumdan ksifoide kadar uzanan içe doğru çöküklüğü ile karakterize, en yaygın göğüs duvarı deformitesidir. Halk arasında “kunduracı göğsü” olarak da bilinir. Tüm göğüs duvarı deformitelerinin yaklaşık %90’ını oluşturur ve canlı doğumlarda 400-1000’de 1 görülme sıklığına sahiptir. Erkeklerde kadınlara göre üç-beş kat daha sık görülür. Çoğunlukla sporadik olmakla birlikte, Marfan sendromu ve Ehlers-Danlos sendromu gibi bağ dokusu hastalıklarıyla ilişkili olabilir. Tarihsel olarak PE, ilk kez 16. yüzyılda tanımlanmış. Etyolojisi tam olarak aydınlatılamamış olmakla birlikte, vakaların %43’ünde ailevi bir yatkınlık gözlenir. Tedavi edilmeyen PE’nin doğal seyri incelendiğinde, bebeklik sonrası kendiliğinden düzelme nadirdir ve ergenlik döneminde hızlı büyümeye bağlı olarak deformitenin kötüleşme eğilimi vardır. PE hayatı tehdit eden bir durum olmasa da özellikle ergenlerde belirgin kozmetik kaygılara ve psikolojik sıkıntılara yol açabilir. Egzersiz intoleransı, göğüs ağrısı, fiziksel kondisyonda azalma ve nefes darlığı sık görülen semptomlardır. Mitral kapak prolapsusu, skolyoz ve postür bozuklukları gibi eşlik eden durumlar da sıklıkla gözlenir. Tedavi çoğunlukla kozmetik kaygılar nedeniyle yapılır, ancak cerrahi düzeltme sonrası kardiyopulmoner fonksiyonlarda iyileşme olduğunu gösteren çalışmalar mevcuttur. Cerrahi müdahale hem fiziksel hem de psikolojik iyilik halini iyileştirmek amacıyla düşünülebilir, çünkü tedavi edilmeyen PE, ergenlerde sosyal damgalanma ve mental sağlık sorunlarına yol açabilir. Sonuç olarak, PE kozmetik ve psikolojik etkileri olan karmaşık bir durumdur. Kardiyopulmoner fonksiyonların ve postür bozukluklarının kapsamlı bir şekilde değerlendirilmesi, uygun tedavi yaklaşımının belirlenmesi açısından büyük önem taşır.