Uluslararası Avrasya Sosyal Bilimler Dergisi, cilt.15, sa.58, ss.1919-1934, 2024 (Hakemli Dergi)
Bu çalışmanın amacı dünyada yaklaşık son kırk yıla damgasını vuran küreselleşme sürecinin, gerçekten ulus devletleri ortadan kaldırma, güçsüz hale getirme amacı taşıyıp taşımadığını ve bunun ötesinde başka sonuçlara yol açıp açmadığını irdelemektir. Bu irdeleme yapılırken betimsel ve eklektik (multidisipliner) bir yaklaşımla bütüncül bir sonuca ulaşılması hedeflenmiştir. Ortaya konulacak görüş ve sonuçların bu alandaki tartışmalara son vermeyeceği bilinciyle hareket edilmiştir. Bu tartışmaların son bulmayacak olmasının nedeni küreselleşme olgusunun/sürecinin yakın dönemin (1980 ve sonrası) en çok tartışılan, savunulan ve karşı çıkılan konularının başında geliyor olmasıdır. Konunun tartışmalı hale gelmesinin temel nedeni, ABD’de Ronald Reagan, İngiltere’de Margaret Thatcher, Türkiye’de Turgut Özal tarafından neo-liberal politikaların hayata geçirilmiş olmasıdır. Neo-liberalizmin küreselleşme adı altında dolaşıma sokulması, akademik dünyada post-modernizm tartışmalarının gündeme gelmesi elbetteki tarihsel rastlantılar zincirinin bir halkası değildi. Tam aksine kapitalist sistemin geçirdiği evrimsel gelişme ile ilgiliydi. Bu gelişmeler ışığında değerlendirildiğinde, sürecin şiddetlenerek devam edeceğini öngörmek zor değildir. Bu bağlamda küreselleşme ile ilgili dünyada ve ülkemizde ciddi bir külliyatın oluştuğunu söylememiz mümkün. Dünyada ve ülkemizdeki tartışmaların önemli bir kısmı bilimsel, akademik ve entelektüel kaygılarla değil, yandaşlık ve karşıtlık dikotomisi üzerinden, derinliği olmayan sığ bir çerçevede yürütülmektedir. Bunun nedeni; konunun teorik olmaktan öte, yaşanılan bir süreç olması, ekonomik, siyasal, toplumsal ve kültürel alanda öne sürdüğü temel argümanların, pratikte ortaya çıkardığı sonuçlar ile tamamen paradoksal bir nitelik taşımasıdır. Toplumsal yaşam pratiğinde karşılaşılan sorun ve sonuçların kime yarar sağladığı sorusu yandaş savunucuları, kimin aleyhine olduğu sorusunun cevabı karşıtları ortaya koymaktadır. Üçüncü kesim ise küreselleşmeye bir fırsatlar manzumesi, mutlaka yararlanılması gereken rasyonel bir gerçeklik olarak bakan, tutum olarak nötr kalmaya çalışanlardan oluşmaktadır.