15th CHINA TO ADRIATIC TURKISH WORLD INTERNATIONAL SCIENTIFIC RESEARCH CONGRESS, Baku, Azerbaycan, 7 - 09 Ocak 2024, ss.110-111
İnsanların dünya
ile etkileşimde bulunmasına, çevrelerini anlamalarına, sorunları çözmelerine ve
yaşamlarını iyileştirmelerine yardımcı olan bir kaynak olan bilgi, toplumların gelişimi, ilerlemesi ve
sürdürülebilirliğinde önemli bir pay sahibidir. Bilgi, en genel anlamda
süje ve obje arasındaki bağ olarak tanımlanırken, yüzyıllar boyunca toplumsal
bir iyilik olarak algılanmış, karşılık beklenmeksizin sosyal ilişkilerin bir
parçası olagelmiş, eğitim, bilim, teknoloji, kültür ve diğer birçok alanın
ilerlemesine katkıda bulunmuştur. Primatlar arasında sinir sistemi en gelişmiş
canlı olan insan; tarihsel geçmişi boyunca edindiği bilgileri yaşamını
kolaylaştırmak için kullanmış ve bilgi donanımını çeşitli araçlarla kuşaktan
kuşağa aktarmıştır. Özellikle sanayi devrimi sonrasında teknolojik bilgi önemli
roller üstlenirken, teknoloji de toplumsal değişmeyi tetikleyen en önemli unsur
olmuştur. Her alanda makinelerin insan yaşamına dahil olması ve insanlığın bir
paydaş olarak makinelerden beklentisinin giderek artması yirminci yüzyılın
özellikle ikinci yarısında bilgi-iletişim teknolojileri alanında büyük
ilerlemeler sağlamıştır. Makineler gün geçtikçe insan bilgisine ortak olmaya
başlamış ve süreç “yapay zeka” (AI) olgusunu insanlığın gündemine bir çok soru
işareti ile birlikte getirmiştir.
Bilgi ve paylaşımı
konusunda insanlığın önünde önemli soru işaretleri durmaktadır. “Toplumsal bir
iyilik” olan bilginin, sanayi devrimi sonrasında yaşanan ardışık gelişmelerle
bir “sermaye aracı” olması ve ona hakim olanların arzu ettikleri kadarını
toplumun diğer kesimleri ile paylaşması kabul edilebilirdir. Ancak, bilginin
insanlığın varlığını tehdit edebilecek bir noktada makinelerle paylaşılması ve
makinelerin kontrolünü isteyerek ya da istemeyerek yitirme ve onların insan
karşısında bağımsız hareket edebilme kaygısı tartışmaların gerekçesidir.
Yapay zeka (AI),
büyük miktarda veriyi hızla analiz ederek karar verme süreçlerini
hızlandırmada, örüntüleri tanıyıp karmaşık ilişkileri analiz ederek
çıkarımlarda bulunma ve kişileştirilmiş deneyimler sağlamada, siber güvenlik
analizlerinde, iş süreçlerini daha verimli hale getirebilmede, sağlık, eğitim
vb. alanlarda toplumlara daha geniş olanaklar sunabilmek gibi etkili bilgi ve
veri kullanımında sayısız avantajı beraberinde getirmektedir.
Toplumsal yaşama
katkı sunan tüm bu avantajların yanında, yapay zeka alanındaki gelişmeler, büyük veri analizi ve diğer teknolojik
gelişmelerle birlikte, bireylerin özel hayatlarına müdahale edebilme gücüne
sahiptir. Özellikle kişisel verilerin toplanması ve işlenmesi konusu
“mahremiyet” noktasında önemli tartışmaları beraberinde getirmektedir. Yakın
gelecekte, algoritmik adaletsizlik, önyargılı kararlar ve insan hakları
ihlalleri gibi konular etik sorunlara neden olabilir. Otomasyon ve iş
süreçlerinin otomatikleşmesi bazı meslek gruplarında iş kaybına ve iş gücü
dinamiklerinde değişikliklere yol açıp, bazı meslekleri ortadan kaldırabilir. Teknolojik altyapıya sahip olmayan veya eğitim
imkanlarından yoksun toplulukların bilgiye erişme konusunda, ileri teknolojik
düzeye sahip toplumlar ile aralarındaki eşitsizliklerin derinleşmesi olasıdır.
Teknoloji ve yapay zeka ile sürekli bir etkileşim, bireylerin bu sistemlere
bağımlılığını artırabilir. Ayrıca, bu sistemlerin kontrolünün tamamen insan
elinden çıkması durumunda, toplumlar üzerinde olumsuz etkileri olabilir.
Yapay zekanın neden olması muhtemel toplumsal sorunlar
çoğaltılabilir. Ancak, bilginin elde edilmesi, işlenip değerlendirilmesi ve
paylaşılması noktasında insanlık yeni bir devrimsel süreç yaşamaktadır.
As a resource that helps
people interact with the world, understand their environment, solve their
problems, and improve their lives, knowledge has a significant part in the
development, advancement, and sustainability of societies. In the most general
sense, knowledge is defined as the connection between the subject and the
object, while for centuries, it has been considered a virtue, come to be a part
of social relationships without any expectation of return, and contributed to
the advancement of many fields, including education, science, technology,
culture, and others. Humans, who constitute the species with the most advanced
nervous system among all primates, have used all the knowledge they have gained
throughout their history to make their lives easier and transferred their
knowledge base from generation to generation using various tools. Especially
after the Industrial Revolution, technological knowledge has assumed
significant roles, and technology has become the most important factor
triggering social change. The involvement of machines in human life in all
areas and the increasing expectations of humanity from machines as stakeholders
led to substantial developments in the field of information and communication
technologies, especially in the second half of the twentieth century. Machines
have started to get a share of human knowledge day by day, and this process
brought the phenomenon of “artificial intelligence” to the agenda of humanity,
along with several concerns.
Humanity faces important questions regarding knowledge
and its sharing. With the consecutive developments experienced after the
industrial revolution, it is acceptable for knowledge, “which is a social
virtue”, to become an “instrument of capital” and be shared by those who have
command over it with the rest of society to some extent. However, the source of
debates is the concern that knowledge can be shared with machines to a degree
that could threaten the existence of humanity, the control of humanity over
machines can be lost willingly or unwillingly, and machines can act
independently of humanity.
Artificial intelligence (AI) brings about numerous
advantages in terms of speeding up decision-making processes by analyzing large
sets of data fast, making inferences and providing customized experiences based
on the analysis of complex relationships by recognizing patterns, conducting
cybersecurity tests, making operational processes more efficient, and using
information and data effectively in processes such as the provision of
societies with broader opportunities in various areas including health and
education.
In addition to all these advantages contributing to social
life, developments in the field of AI have the potential to intervene with the
private lives of individuals with big data analytics and other technological
developments. In particular, significant debates about “privacy” take place
around the collection and processing of personal data. In the near future,
ethical problems may be caused by issues such as algorithmic injustice,
prejudiced decision-making, and human rights violations. Automation and the
automatization of operational processes may result in the disappearance of some
occupations by causing loss of labor and changes in labor dynamics in various
fields of work. It is likely that the inequalities between communities without
a technological infrastructure or education opportunities and those with
advanced technology will become more prominent in terms of access to
information. Constant interaction with technology and AI may increase the
dependence of individuals on these systems. Moreover, in case the control of
these systems by humanity disappears completely, technology may have negative
effects on societies.
More examples of social problems that are likely to be
caused by AI can be listed. Nevertheless, humanity is experiencing a novel
revolutionary period regarding the acquisition, processing, interpretation, and
sharing of knowledge.