GÜZEL SANATLAR ALANINDA ALANINDA ULUSLARARASI ARAŞTIRMALAR IX, SADIK ÖZÇELİK ŞENOL AFACAN, Editör, Eğitim Kitabevi, Konya, ss.133-152, 2023
sanatın geleneksel yapısının yönü
değiştirilmiştir. Teknoloji ve sanatın iş birliğine dayanan bu anlayış ile yeni
bir sanat eseri oluşturulurken sanat malzemeye form vermekten öteye geçmiş ve
direk olarak malzemenin kendisinin sanat eseri olarak kullanılabilmesi fikri hâkim
olmuştur. İtalya’da ortaya çıkan fütürizm akımı ve Rusya’da ortaya çıkan konstrüktivizm
akımının modernlik ve dinamizm üzerine kurulu olması devingenliğin sanata dâhil
olmasının önünü açmıştır.
Fütürist Manifesto’ da zamanın
devingenliğinin vurgulanmasına yönelik algıyı belirginleştiren Boccioni’ye
göre, ‘‘Her şey hareket etmekte ve bir kovalamaca halinde hızlı bir şekilde
dönerken retina üzerindeki görüntülerin etkisi, titreşimler halinde algılanmaktadır”(
Antmen,2008: 64).
Heykel sanatının genel anlamı 19. yüzyıla
kadar, doğanın taklidine dayanırken, 20. yüzyıla gelindiğinde sanatçılar
gelişen teknolojik olanaklara duyarsız kalmamışlardır. Modernist söylemlerin hâkim
olmaya başladığı sanat alanında farklı biçim ve dil yenilikleri oluşturularak
malzeme seçiminde alternatif söylemlere başvurulmuştur. 20. Yüzyıla kadar
hareketle ilgili tanımlamaları ifade edebilmek için kullanılan bir terim olan Kinetik
(Kinesis) sözcüğü, 1954'ten sonra sanat alanında kullanılmaya başlamış ve 1960
yılında bir Kinetik Sanat kronolojisinin yayımlanışıyla modern sanatın önemli
kavramlarından biri olmuştur. Sanatta kinetik kavramını öne çıkaran
yaklaşımlardan olan konstrüktivizm akımına ait yaklaşımlarda,
Einstein’ın görelilik teorisinin etkisi ile bağlantılı olarak zaman ve mekân
adına zamanı dördüncü boyut olarak algılayan ve form üzerinde zamanın
dönüşümünü göstermeyi amaçlayan yeni bir algılayış ön plana çıkmıştır.