Adnan Menderes Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi, cilt.8, sa.1, ss.79-91, 2024 (Hakemli Dergi)
Amaç: Kadının riskli gebelik tanısı alması, bebeğini kaybetme korkusu ve destek faktörlerinin yetersizliği endişe düzeylerini
artırabilmekte ve posttravmatik stres bozukluklarına da neden olabilmektedir Araştırma, yüksek ve düşük riskli gebelerde
posttravmatik stres bozukluğu belirtileri, doğum ve doğum sonrası döneme ilişkin endişelerin belirlenmesi amacı ile
yapılmıştır.
Yöntem: Araştırma kesitsel desende yürütülmüştür. Çalışmanın örneklemini bir devlet hastanesinin gebe ve jinekoloji
servislerine yüksek riskli gebelik tanısı ile yatan (n=306), kadın hastalıkları ve doğum polikliniğine kontrol amacı ile başvuran
(n=306) toplam 612 gebe oluşturmuştur. Veriler Kişisel Bilgi Formu, Posttravmatik Stres Bozukluğu Soru Listesi-Sivil
Versiyonu, Doğum ve Doğum Sonrası Döneme İlişkin Endişeler Ölçeği ile toplanmıştır.
Bulgular: Yüksek riskli gebelerin %48.4’ünde ve düşük riskli gebelerin %29.4’ünde posttravmatik stres bozukluğu belirtileri
olduğu saptanmıştır. Yüksek ve düşük riskli gebelerde toplam Posttravmatik Stres Bozukluğu Soru Listesi-Sivil Versiyonu ve
toplam Doğum ve Doğum Sonrası Döneme İlişkin Endişeler Ölçeği puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık
bulunmuştur (p<0.05).
Sonuç: Yüksek riskli gebelerin posttravmatik stres bozukluğu belirtileri ile doğum ve doğum sonrası döneme ilişkin endişeleri
düşük riskli gebelere göre daha yüksektir. Yüksek riskli gebelerin yarısına yakın bir kısmında, düşük riskli gebelerin de dörtte
birinden fazlasında posttravmatik stres bozukluğu belirtileri saptanmıştır. Hem yüksek hem de düşük riskli gebelerin endişeleri
ise orta düzeydedir. Tüm gebelerin posttravmatik stres bozukluğu belirtileri ve yaşanabilecek endişeler yönünden ele alınması
önerilmektedir.
Objective: Woman’s diagnosis of risky pregnancy, fear of losing her baby, and lack of support factors can increase her anxiety
levels and cause posttraumatic stress disorders. This research was carried out to determine the symptoms of posttraumatic stress
disorder and concerns about the childbirth and postpartum period in high-risk and low-risk pregnancies.
Methods: The study was conducted in a cross-sectional design. Sample of this study consisted of a total of 612 pregnant women
who were admitted to the Pregnancy and Gynecology Service of a State Hospital due to high-risk pregnancy (n=306) and who
applied to the Gynecology and Obstetrics Polyclinic for control purposes (n=306). Data were collected with Personal
Information Form, Posttraumatic Stress Disorder Questionnaire-Civil Version, Concerns Regarding Childbirth and Postpartum
Period Scale.
Results: Posttraumatic stress disorder symptoms were found to be 48.4% in high-risk pregnant women and 29.4% in low-risk
pregnant women. A statistically significant difference was found between total Posttraumatic Stress Disorder QuestionnaireCivil Version and total Concerns Regarding Childbirth and Postpartum Period Scale scores in high-risk and low-risk pregnant
women (p<0.05).
Conclusion: Posttraumatic stress disorder symptoms and concerns about childbirth and postpartum period of high-risk pregnant
women were higher than low-risk pregnant women. Posttraumatic stress disorder symptoms were determined in nearly half of the high-risk pregnant women and in more than a quarter of the low-risk pregnant women. Concern levels of both high-risk
and low-risk pregnant women were moderate. It is recommended that all pregnant women, be addressed in terms of symptoms
of posttraumatic stress disorder and possible concerns.