Journal of International Social Research, cilt.12, sa.65, ss.676-682, 2019 (Hakemli Dergi)
Felsefi etkinliği Antik Yunan dünyası ile başlatmak bir gelenek olmuştur. Ancak felsefi düşüncenin izleri önceki dönemlerde de net bir şekilde görülmektedir. Burada Antik Yunan dünyasını öne çıkaran unsur oradaki filozofların doğaya bakışıdır. Bu bakış fayda sağlamayan bir bilgi arayışına yönelik felsefi ve zihinsel bir bakıştır. Platon ve Aristoteles felsefelerinde bu bakışın zirveye ulaştığını söylemek mümkündür. Onlar değişen dünyanın arkasında duran temel ilkeleri felsefi olarak incelemeye hayatlarını adamışlardı. Onların bu tavrı her şeyden önce şüpheciliğe karşı olumsuz bir tepkidir.
Platon ve Aristoteles felsefeleri her zaman yeniden değerlendirmeye imkân veren bir içeriğe sahiptirler. Çağımızın sorunlarına yakından baktığımızda onların felsefelerinin önceliği kendini açıkça hissettirecektir. Bu nedenle, her ne kadar sıradan biri için onların iddiaları son derece güç olsa da, bugün bile birçok düşünür tarafından felsefe tarihinin gerisinde duran iki büyük filozof olarak kabul edilirler. Her iki filozof da evrensel hakikate ulaşmak için aklın değişen dünya karşısında kendini konumlaması gerektiğine inandılar. Onlara göre, sadece bu koşul altında bir gerçeklik algısına ulaşmamız söz konusu olabilecektir. Peki, onların bakışı içinde gerçeklik algısı nasıl ifade edilmektedir? Platon’un idealizmi ve Aristoteles’in realizmi bu konuda bize çok önemli ipuçları sunarlar. Bu çerçevede, çalışmamızda, İlkçağ Yunan felsefesinin bu önemli iki filozofunun gerçekliğe dair algıyı nasıl ele aldıklarını göstermeye çalışacağız.
That philosophical activity is to start with the Ancient Greek world has been a tradition. However, the traces of philosophical thought can be clearly seen in the previous periods. Here, the element which brings the Ancient Greek world forward is philosophers’ outlook on the nature. This is a philosophical and mental outlook for the search of knowledge which does not benefit. It is possible to say that this view has reached its peak in Plato and Aristotle’s philosophies. They devoted their lives to philosophically examining the fundamental principles which stand behind the changing world. First of all, their attitude is a negative reaction to skepticism.
Plato and Aristotle’s philosophies always have a content that allows re-evaluation. When we take a closer look at the problems of our age, the priority of their philosophies will be clearly felt. Therefore, although it is pretty difficult to understand their claims for an ordinary man, they are still regarded by many thinkers as the two great philosophers who support the history of philosophy. Both philosophers believed that reason must position itself in opposite the changing world to achieve the universal truth. According to them, only under this circumstance can we reach a perception of reality. Well then, how is the perception of reality expressed in their view? Plato’s idealism and Aristotle’s realism provide us with the most important clues. Within this framework, in our study, we will try to show how these important philosophers of Ancient Greek philosophy deal with the perception of reality.