Şehir ve Medeniyet Dergisi, cilt.6, sa.11, ss.95-109, 2020 (Hakemli Dergi)
Genel olarak şehirlerin oluşumları ve gelişimleriyle ilgilenen coğrafya, ekonomi, siyaset ve
şehir planlama disiplinleri, ilgilendikleri şehri müstakilen değerlendirerek, şehri maksimum
kapasite kullanımı ile maksimum fayda üretme üzerine kurgulamaktadırlar. Oysa şehirler
müstakil mekânlar olmayıp, ülkenin dengeli gelişmesi ve kalkınması adına ülke bütünlüğü
içerisinde diğer şehirlerle birlikte bir sistemi oluşturmaktadırlar. Şehirlerin fonksiyonları ve
büyüklükleri de bu sistem içerisinde belirlenmelidir. Bir mekânda var olan şehirlerin fonksiyonlarını ve kapasitelerini öncelikli olarak belirleyecek ve sınırlayacak olan bu mekânın özellikleridir. Bu nedenle her yerleşim yerinin coğrafi özellik ve doğal şartlarından yola çıkılarak
ve sistemi oluşturan diğer yerleşim yerleri ile birlikte etkileşimi modellenerek yerleşim yerlerinin alması gereken nüfusun tespit edilmesine çalışılmıştır. Bu doğrultuda, yerleşim yerlerinin nüfus alma kapasitelerinin belirlenmesinde; “Yerleşim yeri Alanı, Topoğrafik Koşullar,
İklim Özellikleri, Su kaynakları potansiyeli, Yerleşim yeri sektörel potansiyeli, Afet riski,
Ulaşım ve Erişilebilirlik olanakları” dikkate alınmıştır