AL FARABI 10TH INTERNATIONAL CONFERENCE ON SOCIAL SCIENCES, Malatya, Türkiye, 16 - 17 Kasım 2021, ss.498-504
21. yüzyılda bir yandan Batılı ülkelerde demokrasi, insan hakları ve refah devleti uygulamaları başarılı
bir şekilde gerçekleşirken diğer yandan Batı dışı toplumların bir kısmında otoriter ve totaliter
rejimlerin ortaya çıkması, insan hakları ihlalleri, eğitim ve sağlık hakkı gibi temel haklardan
yoksunluk gibi çok sayıda problemli uygulamaların varlığı da dikkat çekmektedir. Bu dikotomik
durum özellikle Batı dışı toplumların bireylerini, Batılı ülkelere göç etmeyi bir kurtuluş yolu olarak
görmeye mecbur kılmaktadır. Başka bir deyişle, çok sayıda düzenli ya da düzensiz göçmen başta
Almanya olmak üzere Avrupa ülkeleri, ABD, Kanada ve Avustralya gibi ülkelere göç etmektedir.
Bahsi geçen göç akınları, demokrasinin beşiği sayılabilecek ülkelerde zaman zaman hoşnutsuzluklara
neden olmakta ve bu hoşnutsuzluğu siyasi platformda aşırı sağcı olarak bilinen siyasal partiler istismar
etmektedir. Almanya için Alternatif Partisi (Alternative für Deutshland- AfD), Almanya’da ortaya
çıkan aşırı sağ bir parti olarak dikkat çekmektedir. Bu parti, İkinci Dünya Savaş’ından sonra Alman
Parlamentosu’na girmeyi başaran ilk aşırı sağcı parti olmasından dolayı çok sayıda tartışmaya da konu
olmaktadır. Bu çalışmada Almanya için Alternatif Partisi’nin aşırı sağ politikaları, özelikle göçmen
karşıtlığı boyutunda değerlendirilecektir. Değerlendirme yapılırken aşırı sağ hareketlere değinilecek,
karakteristik özellikleri ortaya konacak ve AfD’nin başta parti programı olmak üzere çeşitli söylem ve
politikaları eleştirel bir bakış açısıyla tartışılacaktır.