V. Uluslararası Balkan Tarihi Araştırmaları Sempozyumu (UBTAS), Ljubljana, Slovenya, 27 - 30 Eylül 2017, ss.435-471
Bulgaristan fethedildiği tarihten (1393) itibaren yaklaşık beş
asır boyunca Osmanlı egemenliğinde kalmıştı. 1877-78
Osmanlı-Rus Harbi’nin ardından imzalanan Berlin
Antlaşmasıyla Osmanlı hâkimiyetinde bir Bulgaristan Emareti
(Prensliği) kurulmuştu. Osmanlı Hükümeti, Bulgaristan
Prensliği’nde bir komiserlik oluşturduğu gibi Vidin, Varna,
Rusçuk, Filibe ve Sofya gibi şehirlere de birer “Tüccar Vekili”
tayin etmişti. Bu tabir, Bulgaristan örneğinde olduğu gibi,
Osmanlı yönetimince bağımsızlığı tanınmamış ülkelerde
konsolosların yerini alarak, ticaretle meşgul olan kendi
vatandaşlarının hak ve hukuklarını muhafaza etmekten mesul
memurlar için kullanılmıştır.
Osmanlı yönetiminin söz konusu hamlesinin ardından Bulgar
Hükümeti de aynı şekilde Üsküp, Selanik ve Manastır gibi belli
başlı Balkan şehirlerine tüccar vekilleri tayin etmeye
başlamıştı. Ancak türlü nedenlerden ötürü süreç çok sağlıklı
işlememiş, Bulgaristan Hükümeti ile Babıâli arasında çeşitli
sürtüşmelere yol açmıştı. İşte bu çalışma bahsedilen süreç ve
sebeplerle birlikte tüccar vekâletlerinin nasıl oluşturulduğunu
ve işlediğini Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nden temin edilen
vesikalar ışığında ve Dedeağaç örneğinden hareketle ortaya
koymak amacındadır. Vesikalara yansıdığı kadarıyla,
Dedeağaç’taki tüccar vekâleti, uzun sayılabilecek bir başvuru
ve bekleyiş sürecinin ardından faaliyet göstermeye başlamıştır.
Ancak tüccar vekillerinin çalışma sahalarının daha ziyade
ekonomik hayatla sınırlı kalması gerekirken bazı siyasî
eylemlerin içerisinde yer almaktan da geri durmadıkları tespit
edilmiştir. Hem o nedenle hem de “serkeşâne ve uygunsuz”
bazı hareketlerinden ötürü daima Bulgar Prensliği ile Babıâli arasında bir sürtüşme konusu haline dönüşmüşlerdir.
Dolayısıyla tüccar vekâletinin oluşum, işleyiş ve Dedeağaç’ın
ekonomik yaşamındaki rolü kadar söz konusu faaliyetlere de
ağırlıklı olarak temas edilmiştir.
Bulgaria had remained under Ottoman rule for about five
centuries since the conquest (1393). Bulgarian Emareti
(Principality) was established under Ottoman rule with the
Treaty of Berlin signed after the Ottoman-Russian War of 1877-
78. The Ottoman government has appointed a commissioner in
the Bulgarian Emareti, as well as a “Trader’s Representation”
in cities such as Vidin, Varna, Rousse, Plovdiv and Sofia. This
term has been used for officials responsible for maintaining the
rights and the law of their citizens engaged in trade, taking the
place of consuls in the countries where were not recognized
their independence by Ottoman Rule, as in the case of Bulgaria.
In the same way, the Bulgarian government has started to
appoint “Trader’s Representation” to major Balkan cities such
as Skopje, Thessaloniki and Monastery. However, due to
various reasons, the process didn’t work very well and led to
various rifts between Bulgaria Emareti and Sublime Porte. This
study aims to reveal how the traders’ representatives are formed
and operated together with the aforementioned process and
reason with the light of the documents provided from the Prime
Ministry Ottoman Archives and the example of
Alexandroupolis. As far as documentary reflects shows that
Alexandroupolis merchant proxy starts service after a very long
term process of waiting and application. The merchant deputies
working fields should to limited with economic life, however
as identified they didn’t stop take part of some political deeds.
Both for that reason and because of some movement of “rude
and inconvenient”, they have always become a matter of
friction between the Bulgarian Emareti and the Sublime Porte.
Whereat mentioned activities are among the subjects of this
study besides its formation, functioning and their role in the
economic life of “Trader’s Representation” of Dedeagac.