Arkeoloji disiplininde, savaş durumuna işaret eden somut kanıtlardan birisi olan savunma mimarisi, geçmiş uygarlıkların sosyo-politik ve askeri yönlerinin anlaşılmasında önemli bir rol oynamaktadır. Ancak arkeolojik çalışmalarda savunma mimarisini oluşturan taşınmazların işlevlerinin niteliği ve bu taşınmazların isimlerinin çoğunlukla birbirleri yerine kullanılabilen sur ya da savunma duvarı, çit ya da palisad, bastion ya da kule, rampa ya da glacis olarak ifade edilmesi, terminolojide karmaşa yaratmanın yanı sıra savunma mimarisi elemanlarının tespit edilmesini de zorlaştırmaktadır. Bu makalede, savunma mimarisi elemanlarının tanımları ve işlevleri kısaca açıklanarak, Türkçe arkeoloji yayınlarındaki savunma mimarisine ilişkin terimlerin birbirinin yerine kullanılmasının yarattığı belirsizlik tartışılmakta ve işlevsel değerlendirmelere dayalı standart bir isimlendirmenin benimsenmesi önerilmektedir. Çalışmada, başta eski Yakın Doğu olmak üzere çeşitli kültürlerdeki arkeolojik bulgulara dayanarak, hendek, glacis, yığma toprak set, savunma duvarı/palisad, kule/bastion ve kapı gibi savunma mimarisi elemanlarının ortak özellikleri ve işlevleri açıklanmaktadır. Ayrıca, disiplinler arası akademik iletişimi engelleyen kimi terminolojik tutarsızlıklar üzerinde durulmaktadır. Bilimsel çalışmalarda kullanılan terimlerin kısa ve net bir şekilde tanımlanması, bilimsel bilginin geliştirilmesi üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Sivil ve askeri mimarinin farklı işlevleri dikkate alındığında, ayırt edici özelliklerin belirlenmesi ve alana özgü bir terminoloji oluşturulması kritik öneme sahiptir.
In archaeology, defensive architecture, as one of the concrete evidence pointing to the state of war, plays an important role in understanding the socio-political and military aspects of past civilizations. However, the nature of the functions of the features that constitute defensive architecture in archaeological studies and the fact that the names of these features are often used interchangeably, such as fortification or defensive wall, fence or palisade, bastion or tower, ramp or glacis not only leads to terminological confusion but also makes it difficult to identify the elements of defensive architecture. This article will briefly explain the definitions of these elements and their functions, discuss the ambiguity caused by the interchangeable use of terms related to defensive architecture in Turkish archaeological publications, and propose the adoption of a standard nomenclature based on functional considerations. The study draws upon archaeological findings from various cultures, particularly from the Ancient Near East, to elucidate defensive architectural elements' common characteristics and functions. In addition, the study highlights some terminological inconsistencies that impede interdisciplinary academic communication. A concise and clear definition of terms used in scientific studies has a significant impact on the development of scientific knowledge. In light of the differing functions of civil and military architecture, it is critical to identify distinctive features and to establish field-specific terminology.