Ağızlar, bir lehçenin oluşum süreçlerini yansıtmaları ve akraba lehçelerle bağlarını göstermeleri açısından büyük önem taşımaktadırlar. Kırım Tatar Türkçesi, Türk dilinin Tarihî Kıpçak ve Oğuz lehçelerinin kesişerek karışmaları neticesinde şekillenen Türk lehçelerindendir. Kırım Yarımadası’nda Kıpçak ile Oğuz Türkçelerinin dil bilimsel biçimlerinin dağılım alanlarını açık bir şekilde KTT (Kırım Tatar Türkçesi)’nin ağızları yansıtır. Kırım’ın bozkır bölgesinde Kıpçak özellikli Kuzey ağzı, güneyde Karadeniz sahili boyunda Oğuz özellikli Güney ağzı ve bu iki bölge arasında Kıpçak-Oğuz özellikli Orta ağzı konuşulmuştur. Tarihî süreçte bu üç ana ağzın, yarımadada büyük coğrafi engeller bulunmadığı için birbiriyle açık iletişimde olmaları, göçler, sürgün ve ekonomik etkenler neticesinde birbirini etkilemesi kaçınılmaz olmuştur. Ancak XX. yüzyılda Kırım Tatar Türklerine uygulanan Rus asimilasyon ve iskân politikaları nedeniyle konuşur sayısı gün geçtikçe azalan KTT, ağızlarının özgün yapısını da kaybetmektedir. Bütün bu etkileşimler neticesinde Türkoloji alanındaki ağız araştırmalarında ilginç ve önemli sahalardan biri olan Kırım, bilim dünyasında hak ettiği ilgiden mahrum kalmıştır. Bu çalışma, Türkoloji araştırmalarındaki bu boşluğu doldurmak amacıyla yapılmıştır. Araştırma sahası olarak Kırım’ın kuzeydoğusunda yer alan Canköy rayonu seçilmiştir. Çalışmanın malzemesini 2001 yılının yazında Kırım’ın Canköy rayonundaki köylerden derlenen bant kayıtları oluşturmuştur. 15 köyde 46 kişi ile yapılan konuşmalar banda alınıp Uluslararası Fonetik Alfabe (IPA) sistemine uygun olarak yazıya geçirilmiştir. Konuşmalar, KTT’yi daha iyi bildikleri ve ağız özelliklerini korudukları için 50 yaş üzeri kişilerle yapılmıştır. Elde edilen derleme metinleri üzerinden bu ağızların bugünkü durumu tespit edilmiş ve fonolojik süreçlerin incelemesi yapılmıştır. Derleme metinlerinin incelenmesi sonucunda Kuzey Kırım ağzı sınırları içerisinde yer alan araştırma bölgemizde, KTT’nin bütün ağızlarının konuşulduğu tespit edilmiştir. Kırım Tatar Türklerinin 1944 yılında vatanlarından topyekûn sürgün edilmesi, söz konusu durumun başlıca nedenidir. Yaklaşık 50 yıl sonra sürgünden Kırım’a dönen Kırım Tatar Türkleri, bölgeye dağınık yerleştikleri için KTT ağızlarının yerleri de köklü bir değişime uğramıştır. Çalışmamızda Canköy ağızlarında görülen fonolojik süreçler karşılaştırmalı, tarihsel yöntemle incelenmiştir. Bu incelemenin sonucunda araştırma bölgemizde tespit edilen fonolojik süreçlerin, her üç ağızda da çeşitli seviyelerde kendini gösterdiği tespit edilmiştir. Bu durumun, söz konusu ağızların temsilcilerinin sürgünde ve sürgün sonrası süreçte bitişik yaşamaları ve birbirleriyle olan sıkı temasları neticesinde gerçekleştiği sonucuna varılmıştır.
Dialects are of great importance as they reflect the formation processes of a dialect and show its ties with related dialects. Crimean Tatar language is one of the Turkish dialects that was formed as a result of the intersection and mixing of the Historical Kipchak and Oghuz dialects of the general Turkish language. The dialects of Crimean Tatar language clearly reflect the distribution areas of the linguistic forms of Kipchak and Oghuz Turkish in the Crimean Peninsula. The Northern dialect with Kipchak characteristics was spoken in the steppe region of Crimea, the Southern dialect with Oghuz characteristics was spoken along the Black Sea coast in the south, and the Middle dialect with Kipchak-Oghuz characteristics was spoken between these two regions. In the historical process, it was inevitable for these three main dialects to communicate openly with each other, as there were no major geographical obstacles on the peninsula, and to influence each other as a result of migrations, exiles and economic factors. However, in the XX. Crimean Tatar language, whose number of speakers is decreasing day by day due to the Russian assimilation and settlement policies applied to Crimean Tatar language in the 19th century, is also losing the original structure of its dialects. As a result of all these interactions, Crimea, which is one of the interesting and important areas in dialect research in the field of Turkology, has been deprived of the attention it deserves in the scientific world. This study was conducted to fill this gap in Turkology research. Cankoy rayon, located in the northeast of Crimea, was chosen as the research area. The material of our study consisted of tape recordings compiled from villages in the Cankoy district of Crimea in the summer of 2001. Conversations with 46 people in 15 villages were recorded and transcribed in accordance with the International Phonetic Alphabet (IPA) system. The conversations were made with people over the age of 50 because they know Crimean Tatar language better and preserve its dialect characteristics. The current situation of these dialects was determined through the compilation texts obtained and the phonological processes were examined. As a result of the examination of the compilation texts, it was determined that all dialects of Crimean Tatar language are spoken in our research region, which is located within the borders of the Northern Crimean dialect. The total exile of Crimean Tatar language from their homeland in 1944 is the main reason for this situation. Since the Crimean Tatar language, who returned to Crimea from exile after approximately 50 years, settled scattered in the region, the location of the Crimean Tatar language dialects has also undergone a radical change. In our study, the phonological processes seen in Cankoy dialects were examined with a comparative, historical method. As a result of this examination, it was determined that the phonological processes detected in our research region manifest themselves at various levels in all three dialects. It has been concluded that this situation occurred as a result of the representatives of these dialects living adjacent to each other and having close contact with each other during exile and post-exile.